Pansiyon ve mansiyon!

Maç öncesinde Fenerbahçe Kulübü'nün resmi hesaplarından yapılan otel açıklaması, bir başka enteresan marifetimiz olarak tarihe altın harflerle kazındı. Ankaragücü, Fenerbahçe başkanının ailesine ait bir otelde kalsa da aynı şekilde gündeme getirilebilirdi belki de, kabul etmek lazım. Bunların mevzu olması bile çok acayip; yazık bize!
Kifayetli ve önemli bir rakip karşısında bir kez daha görüldü ki sarı-kırmızılılar şampiyonluğa doğru en hızlı adımları atıyor. Rakip kulüp başkanı Koç'un, Özbek'i canlı yayına davet etmesi de benzer bir tezahür.
Kayseri maçında Buruk'u en çok takdir ettiğim şey; hakemlerin kendilerini doğramak için ant içtiğine inanan futbolcular görmemekti.
Resmen oyuncularını maça odaklatmayı başarmış.
Gerçi; suratına krampon yiyen Torreira'ya yapılanın cezasının penaltı ve kırmızı kart olduğu, hakemlerce ancak beş dakikada idrak edilebildi. Bu enstantane skor 0-0 iken 85'te yaşansa çok acayip sahnelere tanıklık edebilirdik.
Yani; ideal on birini bulan Okan Hoca saha dışında da çok zor bir işi başarmış, önce kendini, sonra da takımını gündemin tuzaklarından korumayı fazlasıyla başarmış. Bu çok farklı skorla kazanmaktan çok daha önemli bir kazanım şu aşamada.
Keza bu mahareti gösteremeyen, rakibin oteliyle, pansiyonuyla ilgilenen takımlar ancak mansiyonla yetinebilirler. Alkışların büyüğü bocalayan, hedefe konan takımının ruh halini elinde tutan Okan Buruk'a.