Rüyadan kabusa

Galatasaray, Alanyaspor maçına hızlı başlamış ve 2-0 öne geçmişti. Pek çoğumuza göre artık kazanan belli olmuştu. Fakat futbol enteresan oyun. Dün akşam farklı görev tanımlarından üç kişi performanslarıyla, futbolun "hatalar oyunu" olduğunu ispatlarcasına geceye damga vurdu; Farioli, Ali Palabıyık ve Sacha Boey… Geriden oyun kurma takıntılı Farioli bence çoktan misyonunu doldurdu. Lafı uzatmadan söyleyeyim; takdir Alanyaspor yönetiminin. Sacha Boey, en büyük performans sıçramalarından birine imza atarak formayı kaptı ama rakibe hediye ettiği top sonrası yaptığı faulle takımını on kişi bıraktı. Mucizevi şekilde ele geçirdiği formasını ancak bu tip bir saçmalamayla kaptırabilecek olan Boey'e kırmızı kartı gösteren hakeme gelelim…

Palabıyık'ın kırmızı kartı bence ağır bir karardı. Kalesinden açılmış Muslera topa hayli yakındı. Hakemin sarı kart göstermesi ve açmak VAR'ın uyarması halinde pozisyonu inceleyerek doğru kararı bulması (ki; bence sarı kart kararı doğruydu) daha mantıklı olurdu. Palabıyık, ilerleyen dakikalarda bana göre Alanya lehine penaltı verilebilecek bir enstantaneyi es geçerek kendini eyyamın şefkatli kollarına bıraktı. İlk yarının son saniyesinde (45+4), uzatmalarda top neredeyse hiç oynanmamışken Galatasaray'ın golle sonuçlanabilecek kontratağını keserek düdüğüne asılması inanılır gibi değildi. İkinci yarıda bir kişi eksik olmasına rağmen sarı kırmızılılar başa baş bir mücadele ortaya koydu. Balkovec'in frikiğiyle fark bire inince Alanya ümitlendi, Okan hoca da kalesine otobüsü çekti ama fayda etmedi. Galatasaraylılar için rüya gibi başlayan gece kabusla bitti.