Kısır döngü

Galatasaray'ın her maçın ilk 45 dakikasını yok saymasına alıştık artık.
İkinci yarılarsa, -özetle- panik halinde bir debeleniş ve seri oyuncu değişikleriyle geçip gidiyor. Sarı-kırmızılıların Avrupa'daki oyununu, ligdeki rakipleri aynen kopyalayıp iade ediyor adeta. Fatih Terim bu kısır döngüyü kıramıyor.
Feghouli bir var bir yok.
Galatasaray'ın açık ara en değerli oyuncusuyken bu istikrarsızlık ağır bedeller ödetiyor. Kerem Aktürkoğlu'ysa top kontrolü ve pasşut tercihlerinde kendi standardının altındaydı ve çok savruktu.
Açık konuşayım maçta daha çok parlayan Sivasspor'un Kerem'iydi.
Muslera 21 yaşındaki Kerem'in muhteşem şutunda özlenen kurtarışlarından biriyle gole geçit vermedi. İki dakika sonra bu kez Erdoğan'ın şutunda mükemmel bir kurtarışa imza atan Uruguaylı, sakarlığıyla nam salan takımdaşı Luyindama ile birbirine girerek sakatlandı ve o pozisyonda acılar içinde kıvranırken rakip golü buldu.
Sivasspor'u bu golden dolayı yargılamak, yerden yere vurmak kimilerine göre haksızlık olarak nitelendirilebilir. Ama ben, bu gezegendeki futbolseverler arasında, Yatabare'nin ya da Fajr'ın topu dışarı atmasını bekleyenler olduğuna eminim. Vicdanım, Beşiktaş-Giresun maçında, Mert yerdeyken atılan dördüncü goldeki gibi düşündürtüyor beni ama iki görüşe de saygı duyuyorum. Galibiyetin tweet'ini Muslera'nın yerde kıvranırken göründüğü fotoğrafla atan Sivasspor çalışanını kınıyorum; yakışmadı.
Dün akşam sarı-kırmızılar için Sivas'ta kaybolup giden üç puandan çok daha fazlasıydı. Takımın en önemli isimlerinden Muslera'nın sakatlığı (maalesef) ciddi gibi duruyor. Eğer sahalardan uzak kalacaksa, Avrupa'da başarı ve Ziraat Türkiye Kupası maçları ile heyecanı diri tutmak için artık birkaç bek, birkaç orta saha transferi dışında bir de çok iyi bir kaleci almak da şart olur.
Ligde zirveyle oluşan puan kaybı daha da açılacak gibi görünüyor.