Şapka ve tavşan

Konyaspor'un, Sehiç - Skubiç işbirliğiyle maçın ilk dakikalarında hediye ettiği golle öne geçen Galatasaray iyi oynamadı.
Orta sahadan başlayalım… Maçın en iyi ismi yine Cicaldau'ydu ama ekürisi Taylan beklenmedik kadar kötüydü.
Taylan'a erken gördüğü sarı kartın da etkisiyle Terim ancak 45 dakika dayanabildi.
Arada birkaç kez saman alevi gibi parlayan Morutan ile birlikte Galatasaray orta sahası lig standartının bir hayli altında bir performans sergiledi.
Skor 1-0'a geldikten sonra maçın son düdüğüne kadar gole her daim yakın oynayan taraf Palut'un takımıydı.
İkinci yarıda Konya'nın beraberlik golünü bulmaması sadece Muslera'nın nefis bir kurtarışıyla değil, çokça beceriksizlikle alakalıydı.
Savunmayla ilgili çok fazla söylenecek ve yapacak bir şey yok ama eminim ki Terim dahil tüm Galatasaraylılar "Marcao'nun cezası çok şükür bitti" diye düşünüyordur.
İtiraf edeyim; Halil ve Mohamed'i iç sahada zayıf ekipler karşısında bir arada oynatmak mantıklı gelmişti.
Konya gibi bir rakip karşısında biraz lüks kaçtıkları kanaatindeyim.
Taylan - Assunçao değişikliğinden hemen sonra Halil, Morutan ve Kerem'in çıkışı bence çok doğru hamleydi.
Girenlerin performansı (Babel, Barış, Emre), pasif ve çaresizce kötüye giden oyunu değiştirmeye yetmedi.
Yıllardır Galatasaray'ı dünkü maçın ikinci yarısındaki kadar acz içinde görmedim. Konyaspor'u da böyle oynayan bir takımı yenemediği için övemiyorum.
Fatih Hoca bu kadro ve bu performansla Lokomotif ve Beşiktaş maçlarının ikisini de kazanmak için şapkadan hayli iri bir tavşan çıkarmak zorunda gibi duruyor.
Ama önce aynı şapkayı önüne koyarak bir düşünmesi lazım.