Para ödülü!
- Serkan Korkmaz Yazıları
- 20 Temmuz 2021, 21:50:01, Güncelleme: 21 Temmuz 2021, 06:50:08
G.Saray'da da diğer kulüplerde olduğu gibi şartlar hayli zor.
Başkan Burak Elmas "10 gün içerisinde halledeceğiz" dediği vaatlerini karşılayamadığı için bir basın toplantısı ile özür diledi. Özür dilemesi, dilememesinden daha iyi kuşkusuz ama bunun için bir basın toplantısı düzenlemek çok mu gerekliydi, emin değilim.
Elmas "Galatasaraylılar, ciddi bir değişim başladığını fark etmişlerdir. Ben ve yönetimim daha çok geri planda kalmayı markanın, oyuncuların ve teknik ekibin ön planda olmasını istiyoruz" dedi. Sevdiğim, değer verdiğim ve uzun süredir tanıdığım Galatasaray Başkanı, bunları, PSV maçından hemen önce, Muslera gibi bir "yaşayan efsanenin" kulübe attığı ilk imzanın 10. yıldönümünde söyledi… Ne diyeyim; bilemiyorum.
Avrupalı kulüplerin başkanları bir yılda kaç kere, hangi gerekçelerle basın toplantısı düzenliyor okurlarımın takdirine bırakıyorum. Açıklamasında vurgulamak istediğim başka bir detay var; Burak Elmas'ın, sosyal medyadaki, kulübün karar verici mekanizmasından SIZAN ve DİKKAT ÇEKEN bilgi akışından duyduğu rahatsızlığı dile getirmesi.
Pazartesi günü, A Spor'da "Spor Ajansı" programında, 30 yıla yakın deneyime sahip bir iletişimci olarak, Burak Elmas'ın, neden bir basın toplantısı düzenlediğini anlamadığımı, GEREKÇELERİYLE sıralamıştım.
Programdaki değerlendirmelerim sonrasında hayatımın en ağır sosyal medya linciyle karşılaştım. Hatta; ağzımı burnumu kıracak olanlara PARA ÖDÜLÜ (10 bin TL) vadeden bile oldu.
İsmimi, TT'de uzun süre tutan ve profesyonelce başlatılmış ve yönetilmiş olduğuna emin olduğum bu lincin mimarı olan hesaplar kulüpteki mahrem(!) bilgileri kulüp muhabirlerinden bile önce duyuran hesaplarla iltisaklı gibi göründü bana. Bu nasıl bir güç, bu nasıl bir niyet, bu nasıl bir amaçla oluşturulmuş nasıl bir kurgu, elbet çözülür.
Ben, hukukla, yazılarımla, yorumlarımla, kendimi korur, derdimi anlatırım elbet.
Fakat bu son derece organize şiddet, sadece benim sorunum olmasa gerek.
Tüm yetkilileri duyarlı, kararlı bir şekilde bu işin üzerine gitmeye davet ediyorum.
Kendim için değil; Türk futbolu ve bu güzel ülke için! Lütfen!..
Başkan Burak Elmas "10 gün içerisinde halledeceğiz" dediği vaatlerini karşılayamadığı için bir basın toplantısı ile özür diledi. Özür dilemesi, dilememesinden daha iyi kuşkusuz ama bunun için bir basın toplantısı düzenlemek çok mu gerekliydi, emin değilim.
Elmas "Galatasaraylılar, ciddi bir değişim başladığını fark etmişlerdir. Ben ve yönetimim daha çok geri planda kalmayı markanın, oyuncuların ve teknik ekibin ön planda olmasını istiyoruz" dedi. Sevdiğim, değer verdiğim ve uzun süredir tanıdığım Galatasaray Başkanı, bunları, PSV maçından hemen önce, Muslera gibi bir "yaşayan efsanenin" kulübe attığı ilk imzanın 10. yıldönümünde söyledi… Ne diyeyim; bilemiyorum.
Avrupalı kulüplerin başkanları bir yılda kaç kere, hangi gerekçelerle basın toplantısı düzenliyor okurlarımın takdirine bırakıyorum. Açıklamasında vurgulamak istediğim başka bir detay var; Burak Elmas'ın, sosyal medyadaki, kulübün karar verici mekanizmasından SIZAN ve DİKKAT ÇEKEN bilgi akışından duyduğu rahatsızlığı dile getirmesi.
Pazartesi günü, A Spor'da "Spor Ajansı" programında, 30 yıla yakın deneyime sahip bir iletişimci olarak, Burak Elmas'ın, neden bir basın toplantısı düzenlediğini anlamadığımı, GEREKÇELERİYLE sıralamıştım.
Programdaki değerlendirmelerim sonrasında hayatımın en ağır sosyal medya linciyle karşılaştım. Hatta; ağzımı burnumu kıracak olanlara PARA ÖDÜLÜ (10 bin TL) vadeden bile oldu.
İsmimi, TT'de uzun süre tutan ve profesyonelce başlatılmış ve yönetilmiş olduğuna emin olduğum bu lincin mimarı olan hesaplar kulüpteki mahrem(!) bilgileri kulüp muhabirlerinden bile önce duyuran hesaplarla iltisaklı gibi göründü bana. Bu nasıl bir güç, bu nasıl bir niyet, bu nasıl bir amaçla oluşturulmuş nasıl bir kurgu, elbet çözülür.
Ben, hukukla, yazılarımla, yorumlarımla, kendimi korur, derdimi anlatırım elbet.
Fakat bu son derece organize şiddet, sadece benim sorunum olmasa gerek.
Tüm yetkilileri duyarlı, kararlı bir şekilde bu işin üzerine gitmeye davet ediyorum.
Kendim için değil; Türk futbolu ve bu güzel ülke için! Lütfen!..