Rehavet
- Serkan Korkmaz Yazıları
- 11 Şubat 2021, 00:07:43, Güncelleme: 11 Şubat 2021, 06:59:01
Fatih Terim, derbide kazanan takımını bozmayıp, cezalı Arda'nın yerine Babel, Saracchi'nin yerine Emre Taşdemir'i sahaya sürdü.
Fatih Hoca, bu onbirle oyuncularına da, rakibine de, izleyenler de maçı ne kadar ciddiye aldığını gösteriyordu adeta. Fakat bir maçı kazanmak için eldeki en iddialı kadroyu sahaya sürmek yetmiyor. Sahaya onbirde çıkan Galatasaraylı oyuncular, kendilerinden daha iyi bir takımla, tek maç eleminasyon sistemine göre oynadıklarının idrakinde değildi. Taylan (doğal olarak) hayli yorgundu. İlk yarıda kaptırdığı toplarla tanınmaz haldeydi ve ikinci yarıda kenara alındı. Son yarım saatte oyuna giren ve bir de gol atan Gedson, ilk maçı için gayet iyiydi.
Yedlin, kendisine yardımcı olan bir sağ açık ve bir defansif orta saha olmadığı için savunmada aksasa da hücumda dinamik ve istekliydi.
Derbinin kahramanı Mustafa Muhammed ancak 0-3'ten sonra ortaya çıktı ve yine golünü attı. Skor 0-3'e geldikten sonra, geriye yaslanan Alanya kalesinde Marafona hem becerikli hem de şanslıydı ve performansıyla "yaşayan efsane" Muslera'yı gölgede bıraktı. İyi bir takım karşısında, Belhanda, Emre Kılınç, Babel, Onyekuru gibi isimlerle birlikte oynayan (ve zaten bitap düşmüş olan) Taylan'ı yalnız bırakırsanız olacağı budur. Taraftarın hasretle beklediği Feghouli ve yeni transfer Yedlin sağ kanatta uyum sağlamaz, Gedson beklenen katkıyı veremezse, Galatasaray sezon sonunda, Beşiktaş'ın ve yükselişteki Trabzonspor'un puan cetvelinde üzerinde olmayı hayal bile edemez. Keza bence, tıpkı Fenerbahçe camiasında olduğu gibi, Galatasaray camiasında da "en ezeli rakibinin üzerinde ligi bitirerek günü kurtarma devri" çoktan bitti. Hakemin beş dakika uzatma verip, 90+4'te gol olduktan sonra süreye sadece 12 saniye eklemesini çok yadırgadım