Belhanda’sız oldu

Dünya kupasında Gecenin yıldızı Onyekuru'ydu.
Bu sezon Onyekuru'nun performansı hele hele kiralık bir oyuncuya göre hayli taktire şayan.
Marcao sakatlandıktan sonra oyuna giren Selçuk İnan formaya gözünü dikmiş zanlımca. Kaptan Galatasaray'daki iyi günlerini aratmayan bir performans sergiledi.
Muslera, gereksiz ölçüde gergindi.
Onu daha önce böyle gördüğümü hatırlamıyorum. Skor Galatasaray'ın lehine olduğu dakikalarda bile takım arkadaşlarını geren bir vücut diline sahipti. Umarım anlık bir durumdur.

Galatasaray devre arasında iki genç ve gelecek vadeden stoper aldı. Genç ve gelecek vadeden futbolcuların stoper olanları onlara bel bağlayan takımlar için ciddi riskler barındırıyor. Dün akşam Ziraat Türkiye Kupası'nda ve son birkaç haftadır Süper Lig'de Marcao ve Luyindama'nın tabiri caizse saçmalamalarına tanıklık ediyoruz.
Her ikisi kesinlikle çok yetenekli, her ikisini de çok iyi birer kariyer bekliyor ama her an her hatayı yapabilecek kontrolsüzlükte ve acemilikteler.
Marcao'nunki sadece genç olmasından kaynaklanıyor olabilir.
Ama Luyindama'nın mental olarak da kendisini derhal birkaç adım öteye taşıması gerekiyor.

Belhanda'sız Galatasaray'ı beğendim ama itiraf edeyim ki benim için sürpriz olmadı. Dün akşamki gibi bir Selçuk varken Belhanda'yı 11'de oynatma konusunda fazla ısrarcı olunmamalı.
Bir başka önerim daha olacak; acaba Diagne yedek kulübesine çekilse performansında bir artış yakalanabilir mi? Sonuçta Mitroglou da bir şansı hak ediyor kanaatindeyim.
Ziraat Türkiye Kupası'nda finalin adı belli oldu. Kupayı en çok kazanan takım ile kupayı son kazanan takım karşılaşacak.
İki takımın ligin en üst ve en alt sıralarında olması da ayrıca bu finali ilginç kılıyor.