Varoluş...
- Serkan Korkmaz Yazıları
- 28 Kasım 2018, 23:33:53, Güncelleme: 29 Kasım 2018, 08:00:06
Bir önceki Şampiyonlar Ligi maçında Türkiye Futbol Federasyonu, Galatasaray'ın cezalarını açıklamıştı. Moskova'da oynanan maç öncesi, bu kez Kulüpler Birliği, Galatasaray'ı da hedef alan muhtıra gibi bir bildiriye imza attı.
İçeriği ve üslubuyla daha öncesinde rastlamadığımız türde bir bildiriydi bu.
Her ne kadar metni ve eylemi 17 kulüpten tam anlamıyla sahiplenen çıkmadıysa da bu gelişmenin sarıkırmızılı camiayı ve Moskova kafilesini etkilemediğini düşünmek mümkün değil. Schalke maçından önce TFF için dediğimi Kulüpler Birliği için de belirtmek durumundayım; "Bir gün daha beklenemez miydi?".
O kadar tuhaf bir iklimde gelişiyor ki futbolumuz, Moskova'daki hava ve saha koşulları bile yanında ılıman ve kuru kalır. Cimbom'un, Terim'in kenarda olduğu, ideal kadrosuna yakın bir takımla oynadığı bir maçta ortaya koyduğu performans "her koşulda" düşündürücüydü.
Kulüp tarihinde ilk kez, Avrupa Arenası'ndaki mücadeleden çok, ligdeki varoluş kaygısının öne çıktığına tanıklık ediyoruz. Bu Galatasaray için hayli alışılmadık bir psikoloji.
Pazar günü oynanacak Beşiktaş derbisinin, Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkmaktan daha önemli oluşu, başlı başına bir yenilgi diye düşünüyorum. Dolmabahçe'deki maça umutla bakan Galatasaraylılar dün gece herhangi bir duran topu dahi mantıklı kullanamayan takımları hakkında ne düşünüyordur acaba?
Pazar günü her iki takım açısından da hayli zorlu geçecek ama sarı kırmızıların tek avantajı; hafta içi Beşiktaş'tan bir gün önce oynamak.
O kadar çok dezavantaj var ki Galatasaray açısından, bana ayrılan yere sığmaları, Galatasaray'ın gol atmasından bile zor.