İnan; etme!
- Serkan Korkmaz Yazıları
- 06 Haziran 2018, 23:59:42
Hatırlayalım; Terim geldiğinde, Selçuk İnan, Galatasaray'ın evinde oynadığı maçlarda, seyircinin olası tepkisi nedeniyle sahaya sürülemez haldeydi.
Şimdiyse, şampiyonluk ipini göğüsleyen takımın rotasyonda şans bulan bir oyuncusu konumunda. Galatasaray kariyerine bakınca, Selçuk'a "hayal kırıklığı" demek -elbette kihaksızlık olur.
Yine de; bugüne dek sarı kırmızılı kulüpten kazandığı parayla beraber, "kaptan"ın performansını değerlendirdiğimde "bekleneni verememiş" bir topçu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Son üç sezonda, 10 maçta bir asist yapmış (112 maç 11 asist). Galatasaray formasıyla çıktığı 283 resmi maçta, çoğu duran toptan olmak üzere attığı 57 gol de yetmiyor bana.
Galatasaray'a geldiği günden şu ana kadar ona ödenmiş paranın 100 miyon TL'nin çok üzerinde olduğunu hesaplayabilen birisi olarak, "80-90 gol atması, bir o kadar da asist yapması gerekirdi" diye düşünüyorum.
AKLA VİCDANA UYMUYOR
Yorumlarımı takip edenler iyi bilir; bir kişiyle, bir kurum arasındaki mukaveleye her iki taraftan da çok sadığımdır.
İtiraf etmeliyim ki; Selçuk'un önümüzdeki sezon alacağı 2.950.000 euro (16 milyon TL) garanti para ve maç başına 25.000 euro (135.000 TL) tutarındaki sözleşmesi, akla, vicdana her şeyden önemlisi hayatındaki en güzel şey olması gereken Galatasaray kaptanlığına tezat teşkil etmekte.
Hem de; kulüp bu durumdayken.
Geri adım atmıyorsa, garanti parasının ödenmesi ve derhal kaptanlık pazubandının geri alınmasını önermek durumundayım.
Kimse kusura bakmasın...
İÇİM KAN AĞLIYOR
Galatasaray'da, UEFA'dan gelecek cezanın şekillenmesiyle bir başka ezberimi daha bozmak zorunda kalıyorum.
Umarım; Hıncal Ağabey bu yazımı okumuyordur.
Keza; mevcut koşullarda, Şampiyonlar Ligi'ne asılmanın mantıklı olmayacağı şeklinde bir diken battı beynime. Bu satırları yazarken adeta içim kan ağlıyor. Bu konu benim için, bir futbolcunun kapı gibi sözleşmesine laf etmekten bile çok daha zor.
Ama şartlar ortada; kadro ortada, önümüzdeki yıl yeniden şampiyon olmak ve şampiyonlar ligine doğrudan katılımın önemi de öyle...
Bu sezonun kadrosunu kuran Fatih Terim, Şampiyonlar Ligi standartlarında bir kurgu yapamayacak gibi gözüküyor... Gönderilecekler, gidecekler, satılacaklar dahil, mevcut kadronun Devler Arenası'ında elle tutulur bir netice almasını pek çok kişi "imkansız" görüyor. Fatih Hoca, bizim hayal bile edemeyeceğimiz hedeflerin peşindedir, şüphem yok. Fakat; lig şampiyonluğu hedefi için bile tartışmalı olan bu kadroda, Gomis ve Muslera'nın yedeği bile olmadığını hatırlatmak isterim.
Stoper havuzu, Şampiyonlar Ligi seviyesinden çok uzak. Ya orta saha; defansifi, ofansifi, hepsini toplasan en iyisi, DONK! Umarım sözleşmesi biten bu oyuncunun, bir şekilde kalması sağlanır. Tablo hayli karanlık.
Hareket alanı pek yok. Kiralama yöntemiyle yapılacak bir iki yama, mucizevi bir iki satışla gerçekleştirilebilecek "nokta atışı" transferlerle, hem Avrupa, hem lig, hem kupa hedefleri hayli zorlayıcı olabilir.
MUCİZELER ZAMAN ALIR
İşin acısı; yönetim hatta taraftardan da benim beynimdeki bu dikenle tanışmış olanlar bulunabilir. Neyse ki;
Fatih Terim var. Stattaki şampiyonluk kutlamalarına "Şampiyonlar Ligi Marşı" ile çıkan, Twitter'da Şampiyonlar Ligi resmi hesabına göz kırpan "İmparator" bu koşullarda bile gereğini yapacaktır. Fatih Hoca'nın odasında;
"İmkansız diye bir şey yoktur.
Mucizeler biraz zaman alır..." yazısı umuyorum ki hala duruyordur.