İştah

Fatih Terim'in sahaya sürdüğü 11'de, iki mevkideki seçimiyle ilgili soru işaretlerim var; Mariano ve Eray'ın yerine oynayan, Linnes ve Carrasso...
Eray, şans bulduğunda o kadar kötüydü ki; Fatih Hoca, Konya ile oynanan kupa rövanşında Muslera'yı oynatmak zorunda kalmıştı.
Carrasso'nun ne vereceği bilinmediğinden, kupa finaline giden otobanın hakkını vermek adına doğru karardı...
Yanlış olan seçim, çeyrek final ilk maçında Carrasso'ya görev vermemekti.
Sonuçta, liderlik maçına, performansı öngörülemeyen bir kaleci ile çıkılıyordu. Mariano yerine Linnes'in oynatılmasına bulabildiğim tek mantıklı gerekçe, bu oyuncunun sarı kart cezası sınırında olması.
Fatih Terim, "Bu maçı nasıl olsa kazanırım. Özdeş'li ve Trezeguet'li Kasımpaşa tehlikeli takım, cezalı duruma düşecekse, içeride oynayacağım Bursa maçında düşsün" diye düşündüyse eyvallah...
Keza; Bursaspor, Le Guen'in bile derli toplu oynatamadığı bir oyuncu grubuna sahip. Şu anda Karabük'ten sonra ligin en zayıf ekibi onlar belki de...
Yok; "Linnes'i ödüllendireyim, Mariano'nun kulağını çekeyim" dediyse içinden, kararına saygı duysam da, kendisine hiç katılamıyorum.
?Mariano oynamalıydı
5 maçta 15 puan hedefleyen Galatasaray'ın Mariano'yu oynata oynata Fenerbahçe deplasmanına gitmesi daha doğru bir strateji olurdu doğrusu. Mariano ile Linnes arasındaki fark, Nagotomo ile Latovlevici arasındaki farktan çok daha büyük.
Fikstür avantajı, suni bir avantaj;
-hatta-yanılsamadır. Psikolojik üstünlük kurmak için bir gerekçe verir. Fakat şöyle de sakat bir tarafı vardır ki; 'mutlak 3 puan' olarak bakılan maçlarda hesapta olmayan herhangi bir kayıp, ciddi motivasyon kaybı yaratabilir.
Farklı elmaların iki yarısı gibi olan iki adet 45 dakikadan ikincisi hayli çürüktü.
Güzel gollerle taçlanan ilk yarıdaki iştah maçın tamamına yayılmadan şampiyonluktan bahsetmek için erken.