Eller günahkar
Hakem Fırat Aydınus ile başlayalım.
Karşılaşmada verdiği üç penaltı kararı da doğruydu.
Hakemlerin bu denli hassas olduğu bir konuda futbolcular nasıl oluyor da bu denli hoyrat olabiliyor? Anlamak mümkün değil!
Podolski maçın başında takımını 10 kişi bırakacak kırmızı kartı hak etti ama Fırat Aydınus bu pozisyonu görmedi.
Topun olmadığı bölümde gerçekleşen bu enstantanede suçlanması gereken hakem Fırat Aydınus değil, görüş açısı son derece müsait olan yardımcı hakem Yusuf Bozdoğan. Teknik direktör Tudor, Galatasaray'a geldiğinden bu yana 23 günde yedi sakatlık yaşandı.
Son kurban, 20'inci dakikada sedyeyle çıkan Hakan Balta oldu. Bu sakatlıklardan Tudor'un anrenman biçimi kadar, giden teknik adam Riekerink de sorumlu olmalı. Galatasaraylı oyuncular hem sezon öncesi, hem de devre arası iyi çalıştırılmamış belli ki. Hırvat teknik adam her koşulda bu sistemde ısrarcı olduğunu bir kez daha gösterdi.
Tudor'un iyileri fazla
Tudor'un gelişiyle sakatlıkların sayısı artsa da, iyi şeylerin sayısı daha fazla. Rakipler, kornerlerde Galatasaray'a eskisi kadar kolay gol atamayacak gibi gözüküyor.
Şu dakikadan sonra Avrupa'da temsil hakkı elde etmek gibi görünen sportif hedef, finansal kaynak bulunduğu takdirde Galatasaray'ı önümüzdeki sezona umutla bakmaya taşıyabilir.
Rodrigues'i çok beğeniyorum. Dün akşam özellikle ilk yarıdaki performansıyla Bruma'yı aratmadı. Hatta; Bruma'ya göre daha şuurlu bir hücumcu olduğunu bir kez daha gösterdi zannımca.
Maç güzeldi ama tribün boştu.
Gelenler de atılan gollerden sonra dahi ''yönetim istifa'' diye bağırdı.
Hep söylüyorum;
Galatasaray ile Fenerbahçe her geçen birbirlerine daha çok benziyor.
Keşke birbirlerinin iyi yönlerini almış olsalardı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.