Teknik direktör değil
- Serkan Korkmaz Yazıları
- 22 Ocak 2017, 00:06:54, Güncelleme: 22 Ocak 2017, 02:20:21
Bir süredir Galatasaray'dan ''Josue ve Podolski gidiyor'' mesajı net şekilde geliyor. Josue'nin Kasımpaşa'ya, Podolski'nin Uzakdoğu'ya (Japonya ya da Çin) sarı-kırmızılı kulübün yetkililerince adeta pazarlandığı biliniyor.
Karabük gibi sıkı bir rakiple deplasmanda oynanacak kritik maçta ikisini maçın başlangıç kadrosunda, Eren Derdiyok ve Rodrigues'i yedekler arasında görmek enteresandı. Wesley Sneijder'in yokluğunda oynamaya aday tek isim Josue değildi oysa. Podolski ya da Selçuk da o bölgede denenebilirdi.
Riekerink, taktik olarak illa her maçı aynı diziliş ve senaryoyla oynamak zorunda zannediyor olsa gerek. Gerçekten ya hu; Galatasaray 4-2-3-1 oynamak zorunda mı? Ahmet Çalık takımının yediği ikinci golde, savunma bloğundaki herkes gibi hatalı olmasına rağmen, beklediğimden iyiydi. Doğrusu, en çok merak edilen performans onunkiydi (en azından bu satırları yazan kişi için). Ayrıca son haftalarda hayli dikkat çeken Bruma-Podolski arasındaki paslaşmaya dair isteksizliği de sıkı sıkıya takip edecektim.
Riekerink'in lideri yoktu!
Yasin'i 11'de görünce bu aralar kadro dışı olmadığından emin oldum. İkinci yarıda yanındaki bomboş pas bekleyen Podolski'yi görmeyince (!), Riekerink'e gün doğdu ve onu oyundan aldı. Oysa ona gelene kadar çıkması gereken pek çok isim vardı. Yasin'in attığı golden önce topu omzuyla aldığı kanaatindeyim. Gol sonrası Çakır'ın Yasin'e "El var mı?" diye sormasını büyütmek istemiyorum. Çakır bence çok da yanlış bir şey yapmadı. Bu denli şan, şöhret ve para kazanan, maç esnasında 16 kameranın izlediği topçulara bence bu tip durumlarda görüşleri sorulabilmeli.
Bu pozisyondan sonra kafasında soru işaretiyle maça devam eden Çakır'ın Karabük lehine çaldığı penaltı, kariyerinin en kötü kararlarından biriydi.
İleride bir gün bu maçın fotoğraflarına enk gelirse, gözyaşlarına hakim olamayabilir.
Maçın ikinci yarısı bir kez daha gösterdi ki; Riekerink, G.Saray'ın teknik direktörü değil. Hollandalı belki bir antrenör, belki bir futbol adamı ama bir teknik direktör bile değil sanki. Maçı göz göre göre rakibe hediye etti.
Yanlış takımla çıktı, yanlış değişiklik yaptı ve takımını lidersiz bıraktı.
Çünkü onun da lideri dün akşam sahada yoktu.
Karabük gibi sıkı bir rakiple deplasmanda oynanacak kritik maçta ikisini maçın başlangıç kadrosunda, Eren Derdiyok ve Rodrigues'i yedekler arasında görmek enteresandı. Wesley Sneijder'in yokluğunda oynamaya aday tek isim Josue değildi oysa. Podolski ya da Selçuk da o bölgede denenebilirdi.
Riekerink, taktik olarak illa her maçı aynı diziliş ve senaryoyla oynamak zorunda zannediyor olsa gerek. Gerçekten ya hu; Galatasaray 4-2-3-1 oynamak zorunda mı? Ahmet Çalık takımının yediği ikinci golde, savunma bloğundaki herkes gibi hatalı olmasına rağmen, beklediğimden iyiydi. Doğrusu, en çok merak edilen performans onunkiydi (en azından bu satırları yazan kişi için). Ayrıca son haftalarda hayli dikkat çeken Bruma-Podolski arasındaki paslaşmaya dair isteksizliği de sıkı sıkıya takip edecektim.
Riekerink'in lideri yoktu!
Yasin'i 11'de görünce bu aralar kadro dışı olmadığından emin oldum. İkinci yarıda yanındaki bomboş pas bekleyen Podolski'yi görmeyince (!), Riekerink'e gün doğdu ve onu oyundan aldı. Oysa ona gelene kadar çıkması gereken pek çok isim vardı. Yasin'in attığı golden önce topu omzuyla aldığı kanaatindeyim. Gol sonrası Çakır'ın Yasin'e "El var mı?" diye sormasını büyütmek istemiyorum. Çakır bence çok da yanlış bir şey yapmadı. Bu denli şan, şöhret ve para kazanan, maç esnasında 16 kameranın izlediği topçulara bence bu tip durumlarda görüşleri sorulabilmeli.
Bu pozisyondan sonra kafasında soru işaretiyle maça devam eden Çakır'ın Karabük lehine çaldığı penaltı, kariyerinin en kötü kararlarından biriydi.
İleride bir gün bu maçın fotoğraflarına enk gelirse, gözyaşlarına hakim olamayabilir.
Maçın ikinci yarısı bir kez daha gösterdi ki; Riekerink, G.Saray'ın teknik direktörü değil. Hollandalı belki bir antrenör, belki bir futbol adamı ama bir teknik direktör bile değil sanki. Maçı göz göre göre rakibe hediye etti.
Yanlış takımla çıktı, yanlış değişiklik yaptı ve takımını lidersiz bıraktı.
Çünkü onun da lideri dün akşam sahada yoktu.