Güzel şeyler

Tamam; Galatasaray'da iyi şeyler oluyor. Ama; birlikte, bir takım gibi üretilen değerler değil bunlar. Tolga Ciğerci çok koşuyor ve topla çok buluşuyor, iki asist yapan Sneijder savunmaya dahi iştahla yardım ediyor… Bruma, sürekli solo atan gitarist gibi, takımın ritminden Fazla bağımsız.
Henüz olgunlaşmamış bir virtüöz misali, grubu ''Pop Rock'' çalarken o doğaçlama caz yapıyor. Selçuk'ta bir kıpırdanma var… Artık; daha çok, geriye değil, yana oynuyor.
Yani, çok da önemli olmayan bir kıpırdanma ve yine ''vasat bir tezahür''.
Yasin; Bruma bu denli övülüyorsa eğer olumsuz eleştiriyi hiç hak etmiyor.
Maçın ilk yarısında Bruma'nın etkili şutu dışında, sadece Eren Derdiyok'un muazzam golü vardı. Rövaşata golleri güzeldir, evet… Ama bu gol, bir başka güzeldi. Lig tarihindeki en güzel rövaşata golleri sıralansa zirveye oynar.
Kritik haftada kritik zafer
Eren bu golle, sadece ''kafacı'' olmadığını ispatlarken, unutulmaz bir Galatasaray kariyerine de aday olduğunu iddia ediyordu adeta. İkinci golüyse ekmek kadayıfına kaymak gibiydi.
Dakika 64'te Yasin'in Çaykur Rize ceza sahasında düşürülüşü bence net penaltıydı.
86. dakikadaki Bruma 'nın yerde kaldığı pozisyon için hiçbir şey söyleyemiyorum.
Son dakikada düşürüldüğü penaltıydı, zaten hakem de verdi. Keza; yayıncı kuruluş tekrar etmeye değer görmedi.
Kritik bir haftada, kritik bir maç kazandı G.Saray… Yine de, tribüne gelen 30 bin kişinin, Riekerink'e gösterdiği özel ilgi ve verilen desteğin hak edilmesine daha hayli zaman var gibi duruyor.
Rizespor'un özellikle ilk yarı boyunca ne yapmaya çalıştığı anlaşılamadı.
Erken yedikleri gol bile onları uyandırmaya yetmedi.
2. yarıda bir şeyler değişti ama, yetmedi.