Salih Tuna

Salih Tuna

15 Eylül 2011 | Perşembe

Herkes Trabzon'a saygı duyacak, yok öyle!

Trabzonspor, Milano'da Giuseppe Meazza Stadı'nda seyircinin baskısını hissetmedi ama (en azından ilk devrede) kendi kendisini baskı altında tuttu.
Seyircinin baskısını hissetmedi, çünkü tribünlerin çoğu boştu.
Kendi kendisini baskı altında tuttu, çünkü zihinsel olarak Şampiyonlar Ligi'ne hazır değildi.
Dolayısıyla maç boyunca telaşlı olmakla hızlı olmayı karıştırdı.
Eh bu da anlaşılmayacak bir şey değil; buraya UEFA kararıyla apansız geldi.
Lakin Milano'da aldığı galibiyetle buralara bileğinin hakkıyla geldiğini de dosta düşmana kanıtladı.

***

İlk devre Trabzonspor'un gol arayan ayağı Henrique'ydi.
Ne ki, hem çok yalnız kaldı hem de adam kovalamaktan, pres yapmaktan pozisyona girecek hali kalmadı. Serkan Balcı yerini yadsıdı durdu. Ne hücuma katkı sağladı, ne de Celustka'ya adam akıllı yardımcı olabildi.
Hadi onu anladık diyelim, Alanzinho'dan bu maçta ne beklendi acaba?
Çalım atmaya kalkışınca ya ayakları kısa kalıyor ya da top. Zaten çizgi film karakteri gibi düşüyor. Bari top çal. O da yok.
E'ee nasıl olacak bu iş?
Tamam, kendine güveni tam, ama sırf bir güven için ilk devre Trabzonspor'u neredeyse 10 kişi bıraktı. Zaten ilk devrede Zokora, Henrique, Cech ve Halil'in dışında öyle pek göze çarpan futbolcu yoktu bordo mavililerde.
Kaleci Tolga Zengin'e apayrı bir parantez açalım. Açmadan evvel de Allah nazardan saklasın diyelim. Zarate'nin 32'nci dakikadaki şutunu mükemmel kurtardı. Hemen ardından peş peşe gelişen iki İnter atağı Tolga Zengin sayesinde golle neticelenmedi.
Oyunun bu periyodunda üç dakika içinde rakibe üç mutlak gol pozisyonu vermesi Trabzonspor'un ne kadar panik içinde oynadığının göstergesiydi.
Ah Colman ah!
Zoru kolaya çevirme maharetini kolayı zora çevirerek heba etmese maçın yıldızı olacaktı. Glowacki gibi tecrübeli bir futbolcunun 17. dakikada rakibe top kaptırması sonucu Trabzonspor kalesi ilk ciddi tehlikeyi yaşadı.
Trabzonspor ise koca ilk devre İnter'in ceza sahasına bile giremedi. Zokora tecrübesini konuşturdu, özellikle geriye dönük hareketleri çok başarılıydı.
***

Trabzonspor ikinci devrenin ilk 5 dakikalık bölümünde İnter'e adeta top göstermedi. Bu da zafer gecesinin habercisi gibiydi.
Gelgelelim, ilk 5 dakika yıpratıcı oynayan o takım gitti, 60'ıncı dakikadan itibaren ilk devredeki panik takım geri döndü.
Trabzonspor zaman zaman öyle anlaşılması zor defans hataları yaptı ki kaleci Tolga olmasaydı 72. ve 73. dakikalarda Trabzonspor iki farklı mağlup duruma düşebilirdi.
Hele ki 87'nci dakikada (yine defansın acemiliği yüzünden) gelişen atakta müthiş bir kurtarışa daha imza attı.
Henrique'nin yerine 74. dakikada oyuna giren Vittek'in sayesinde ilk kornerimizi kazandık.
76. dakikada da gol geldi zaten. Halil'in direkten dönen mükemmel şutunu Celustka aynı mükemmellikle İnter filelerine takmasaydı gerçekten yazık olurdu.
Maç boyunca çok koşan, çok çalışan Halil tek vuruşlarda ne kadar maharetli olduğunu da bu vesileyle göstermiş oldu.
İtalyanlar, sakatlıklar sonrasında topu durdurmayarak her zamanki çirkefliklerini gösterdi. Vittek, sonradan girmiş olmasına rağmen sahada kaldığı süre içerisinde çok yararlı işler yaptı. Birçok pozisyonda takımını rahatlattı. Tıpkı maç boyunca Zokora'nın yaptığı gibi.
Dün gecenin sonucu: Bundan böyle herkes Trabzonspor'a saygı duyacak, yok öyle!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor