Hoş geldin Immobile!

Yüz yılı aşan bir rekabet ve sezon öncesi bir Süper Kupa maçı. Karşılaşmadan bir gün önce düzenlenen ortak basın toplantısında iki takım teknik direktörü ve yine iki takım kaptanları oldukça yapıcı konuşmalar yaptı. Bu mesajların tribünlere sezon boyunca olumlu yansıyacağını düşünüyorum. Galatasaray için ilk yarının özeti; yüzde 62 topla oynama, 3 şut, 1 korner ve 8 ceza sahası içinde topla buluşma. Üretkenlik hiç yok. Bunun nedeni sahaya yanlış ilk 11'le çıkılması. Kaleci dahil savunma ve orta saha ikilisi ile 7 savunmacı ile oyuna başlarsan oyun iki parçalı olur ve de pozisyon bulmakta sıkıntı yaşarsın. Madem Zaha'yı kesip Kerem'le başlıyorsun o zaman Sanchez varsa ve hazır bir şekilde Copa Amerika'dan geliyorsa o oynar. Çünkü oynayan iki stoper bir Sanchez etmez.

Galatasaray'ın hocası Okan Buruk çok erken 45 dk 4/4/2'ye döndü. Bu oyun konsol oyunu değil. Sahadaki oyuncu özellikleri buna uygun olmadığı gibi bunun bu kadro ile ezberi de yok. Beşiktaş, takım omurgasına yaptığı üç önemli ve doğru transferin katkısını ilk maçta gördü. Bir takım oluşmuş, siyah beyazlılarda en önemli konu bu bana göre. İmmobile golcü ve kaliteli, Rafa Silva zeki ve yetenekli, Paulista sert ve pozisyon bilgisi çok iyi.

Daha fazla isteyen, koşan ve mücadele eden, kısaca maçı maçın başından sonuna kadar hak eden taraf Beşiktaş'tı. Kartal yalnız Süper Kupa'yı değil, iyi gitmeyen sezonu iki kupa ile kapatmış oldu. Beşiktaş'a geçen sezonki Türkiye Kupası finalini kazandıran orta sahasıydı. İmmobile attığı iki gol ve oynadığı iyi futbol geceye damgasını vurdu.