Alışıyor mu, aşıyor mu?
Trabzonspor açısından Beşiktaş maçı, bundan sonraki haftalar için hem eşik noktası, hem de seviyesini görmesi açısından önemliydi. 6 Şubat'tan beri yenilmeyen, ligde oyun pratiği güçlü olan siyah-beyazlılara karşı göstereceği performans, kalan haftalar açısından bordo-mavililer için bir referans değerindeydi. Şenol Güneş'in sahaya sürdüğü ilk 11 her zaman eldeki en iyi kadro olmalı. İkinci yarı iş işten geçtikten sonra yapılan hamlelerle maç zaten elden gitmişti. Giren oyuncular da istenen performansın çok uzağında kaldığı için Trabzonspor takımına bir reaksiyon gösteremediler.
Trabzonspor baştan sona hak ettiği bir galibiyet aldı. İlk yarı bitimine doğru Mendy'nin attığı şut direkten dönmeyip gol olsaydı belki de maçın fişini orada çekmişlerdi. Bordo-mavililerin saha içinde en iyi yaptığı iş takım bütünlüğüyle hareket edip herkesin çok koşması, ikili mücadelelerdeki agresifliği, isteği, saha içindeki kazanma çoşkularıydı. Onuachu ve Mendy'nin takımın omurgasına monte edilmesi öz güven getirdiği gibi eksik parçaların doğru bir şekilde tamamlandığının göstergesi. Kaldı ki Pepe, Berat ve Umut Güneş'i de buna ekleyebiliriz. Mendy defansif anlamda orta sahaya dinamizm getirdi. Trabzonspor'un savunma dörtlüsü de kusursuz oynadı. Onuachu tam bizim ligimize uygun bir santrfor. Hem gol atar, hem de kendisine yakın oynayan arkadaşlarına alan yarattığı gibi onları pozisyonlara da sokar. Bjelica'nın Abdülkadir Ömür'ü çıkarıp, açık alana hücum etme yeteneği ve hızı olan Trezeguet hamlesi çok doğruydu.
Trabzonspor adına bu maç önemli bir ayrım noktasıydı. Ligde sıradanlığa ve başarısızlığa mı alışıyor, yoksa fark yaratıp, hedef belirleyip ben de bu yarışta varım mesajını mı veriyor? Dünkü Beşiktaş derbisi gösterdi ki Trabzonspor bunları aşıyor ve "Ligde ben de varım" diyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.