Yazık oldu
Galatasaray, taraftarının yarattığı güçlü atmosfer desteğiyle, ön alanda baskı yaparak, rakibini kıstırmak isteyerek maç başladı. Düşünce, bu coşkulu oyunla golü bulmaktı. Teoride doğru olan bu oyun şekli pratiğe döndü ve Ömer-Adem işbirliği ile gol geldi. Sarı-kırmızılılardaki eksik oyuncu sayısının fazlalığı saha içindeki oyuna yansıyacağı maçtan önce belliydi. Bunu telafi etmenin tek unsur da saha içinde yüksek enerji, konsantrasyon, iyi mücadele ve takım ruhu ile mücadele etmekti. Böylece eksikler hissedilmeyecektir. Galatasaray, özellikle golden sonra geriye çok yaslandı. Bu bölümde Club Brugge, zaman zaman net pozisyonlar üretti ama son vuruş becerisini gösteremedi. Belçika ekibinin savunması orta sahaya kadar çıktığında, arka alanı boşalttı. Ama G.Saray'ın hızlı oyuncu eksikliği, kontratak ve hızlı geçiş oyunlarını doğru bir şekilde yapamamasına neden oldu.
***
Belhanda, savunma zaafiyetinin yanı sıra hücumda da katkı sağlayamadı. İkinci yarıda çok önemli iki pası, savunma arkasına sarkan arkadaşının önündeki boş alana servis yapamadı. G.Saray onun sahada olduğu sürede neredeyse 10 kişiyle oynadı. Emre Mor, geniş alana çıkışta en etkili ve hızlı oyuncu olacak beklentisiyle geldi Galatasaray'a... Ama böylesine önemli bir maçta, takım 1-0 öndeyken, rakip savunmada açık alanlar bırakıyorken oyuna daha erken girememesinin nedenini Emre Mor kendi kendine sormalı. Saha içindeki enerji dağılımı doğru olmayınca sarı-kırmızılılar, son anlarda iyice geriye yaslandı. Golde Muslera'nın yapacağı fazla bir şey yoktu. Galatasaraylı orta saha oyuncularının, içgüdüsel bir savunma dürtüsüyle geri çekilmesi defansta yerleşim hatalarına ve konsantrasyon eksikliğine sebep oldu. Bunun sonucunda da Brugge'ün golü geldi. Sarı-kırmızılılar çok iyi oynamadı ama çok iyi mücadele etmişti. Bu çabasının karşılığı 3 puan olabilirdi. Yazık oldu…Ayrıntılar için lütfen tıklayın.