İmkansız değil!
Şu bir gerçek ki Beşiktaş, rakiplerinden farklı oynuyor. Farklılığı gerçekleştiren ise Schuster'in, yerleştirmeye çalıştığı oyun felsefesidir.
Geçen yıl, öncelikle 'gol yememek' için 'savunmaya önem'i düşünen siyah-beyazlı takımda bu yılki ilk amaç; gol için rakip kaleyi hücumlarla bunaltırcasına kuşatmak! Fenerbahçe beraberliği, Beşiktaş'ı bu felsefesinden alıkoymaz! Beşiktaş'ın yeni felsefesinde Guti ile Quaresma'nın katkıları oldukça büyük.
Ancak bu oyun değişikliği salt iki süperstara bağlanırsa, öteki futbolculara haksızlık yapılmış olur. Geride kalan 12 resmi maçta 28 gol atıp, salt 5 gol yediyse bu başarı, tüm takımındır. Beşiktaş, geçmiş yıllarda bu denli koşup, topa sahip olamıyor, bu denli çok pas yapamıyor, bu denli pozisyona giremiyordu.
Daha önemlisi; savunma, orta çizgiye bu denli yakın oynamıyordu...
Büyük takımlar, böyle oyunlarla rakiplerine kendilerini gösterir, kabul ettirirler. Futbolcuların; "iyi oyun" için üstün fizik gücüyle çabaları, yardımlaşmaları, özgüvenleri; izleyenlerin heyecanını, umudunu artırıyor.
En büyük umut, istek ise UEFA Avrupa Ligi Şampiyonluğu!
Kaliteli ve bol alternatifli
Bu şampiyonluğu, iddialı Berd Schuster de çok istiyor... Gerçekleşir mi? Açıkçası, çok zor! Guti ve Q7'ye karşın zor ama imkansız değil! Bu iki süper star gibi iki-üç yabancı daha olsaydı Kartal, o zaman UEFA Avrupa Ligi Şampiyonluğu'nun en güçlü adayı, hatta bankosu gösterilebilirdi. Şampiyonluk; tarihi başarı, Spor Toto Süper Lig Şampiyonluğu'nu kaçırması ise sürpriz olur!
Böylesine iddialı söyleten ise kadronun Türkiye koşullarında kaliteli, oturmuş ve zengin alternatifli olması. Öyle ki rotasyonla oynayanlar, yerlerine oynadıklarını aratmıyorlar. Hiçbir futbolcu için "Oynamalıydı" ya da "Oynamamalıydı" eleştirileri bugüne dek yapılmadı! İleriki haftalarda ne olur? Bekleyip, göreceğiz!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.