Şimdi daha zor!
Beşiktaş, puanları seri halde yitirdiği haftaları geride bırakarak atağa kalktığı günlerde 'Şampiyonlukla kucaklaşabilecek mi?' tartışmaları yapılırken, G.Antep'te futbolunun da puanların da canına okudu, umutları kırdı... 4-1 kazandıran G.Birliği maçındaki futboldan 180 derece dönüşle; isteksiz, hırssız, temposuz, bir dolu pas hatası yapan, fizik güç yetersizliğinden yürüyerek oynayan Beşiktaş, Gaziantep'te hak ettiği yenilgiyle adeta 'yarışta yokum' der gibiydi. Gaziantep yenilgisini getiren futbol, Beşiktaş'ı daha kötü günlerin beklediği işaretini vermiştir. Kondisyoner Stefano'nun görevine son verildiği günden beri fizik güç kaybına uğrayan takım, artık koşamıyor, savaşamıyor. Yürüyerek oynuyor. Gaziantep'te 'sıradan takım'dan farkı yoktu. Ferrari'siz savunmasında da artık sorun yaşayan Beşiktaş, hücumcularının verimsizliği yüzünden puanlar kaybettiren sıkıntılar yaşamaya devam ediyor... Hücumcuların, rakip eksiltme yetenekleri sınırlı olmasının yanı sıra gol vuruşlarındaki beceriksizlikleri de bitmiyor.
Derbi kurtuluş değil
Beceriksizliklerinde erken ya da geç şut atma hataları da sırıtıyor. Mustafa Denizli, bunun için tüm hücumcuları denedi, değişen bir şey olmadığı gibi sık oyuncu değiştirdiği için eleştirildi. Orta alanda en büyük güvence olan Ernst ve Fink bile hurdaya çıkmış panzer gibiler... Tekleyen salt iki Alman değildi elbette. Kanat bindirmelerinde sağa oranla daha etkin olan İbrahim Üzülmez-İsmail Köybaşı ikilisi, hücum üretkenliğinde yokları oynadılar. Tello hâlâ küskün, etkisiz, istikrarsız. Eskiden savaşmasa da goller atar, attırırdı. Son haftalarda isteksizliğinden bırakın koşmayı, yürümüyor. F.Bahçe ile G.Saray'a oranla ek kulvarda oynamanın avantajına sahip olmasına karşın bir haftada "takım olma" anlayışından koparak, herkesi şaşırtan Beşiktaş için G.Saray galibiyeti "kurtuluş" olmayabilir. Çünkü fizik güç, özgüven, moral ve takım oyunu değerlerinden kopmuş. İyi futbolu ve başarıyı getiren değerler, kolay kazanılmıyor...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.