Finalle dönerler
İlk yarısı son derece zevksiz ve kalitesiz geçen bir maç. Adeta "Trabzon- Fenerbahçe maçı böyle mi olmalı?" dedirtti futbolseverlere. İlk 45 dakika içerisinde ne bir hareket ne de bir gol pozisyonu yok. F.Bahçe bu yarıda garanti pas düşüncesi ile dengeli ve süratli oynamaya çalıştı. Bu planlamasında da zaman zaman muvaffak oldu. Trabzon orta sahasının kilit isimleri Sosa ve Ndiaye, bu yarıda düşük bir pas yüzdesi ile oynadılar. Adam eksiltip aralarında isabetli top gezdiremediler.
Kalite yönünden düşük hatalarla dolu bir ilk yarı.
İkinci yarıda Trabzon golle başladı. Bu pozisyonda F.Bahçe savunmasında üç kişinin yaptığı bir hata sonucu, Sörloth'un ustaca vuruşuyla Trabzon öne geçti.
Hemen ardından Novak, ceza sahası içerisinde yaptığı plase vuruşla takımını iki farklı öne geçirdi. İki gol farkı bulduktan sonra Hüseyin Çimşir, takımın yapısı ile fazla oynadı.
Bu değişiklikler takımın sahada elde ettiği üstünlüğün elden çıkmasına sebep olunca, peşinden oyun üstünlüğü F.Bahçe'ye geçti.
Nitekim çok geçmeden Fenerbahçe kendisine rövanşta çok işine yarayacak olan golü Muriqi'nin ayağından buldu. Bu skor, rövanşta Fenerbahçe'ye avantaj sağlamasına rağmen Trabzonspor İstanbul'da da bu Fener'i kupadan eler kanaatindeyim.
Fenerbahçe'nin bu yıl aldığı sonuçları neticesinde, belki de tarihin en kötü ve savruk Fenerbahçe'si olduğunu söyleyebilirim. Ersun Yanal'ın bu maçta rakiplerine karşı her zaman gole dönük bir oyun tarzı benimseyen Trabzonspor karşısında, böyle bir oyun anlayışını sahaya yansıtması en büyük handikabıydı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.