Sadece moral

Deplasmanda alınan üç puan elbette gruba iyi başlamak adına önemli.
Galibiyet moral getirdi ama futbol adına göze iyi şeylerden bahsetmek zor...
Sahadaki yabancıların performansını gördükten sonra ikinci golü atan Yusuf'un neden baştan beri oynatılmadığına şaşırmamak mümkün değil.
İşin en iyimser tarafı, Trabzonspor'un tarihinde ilk defa katıldığı Avrupa Ligi grup aşamasındaki ilk maçında üç puanı alması.
Bosingwa oynadığı müddetçe adeta oyunun dalgasını geçti. Ne bir top taşıdı ne bir risk aldı! Sadece ayağına gelen topu birisine verdi, o kadar.
Savunmaya gelince... Defans oyuncuları arasında kestiği topları pozitif kullanabilecek, geriden oyun kurabilecek bir tek kişi bile yok. Sıkışık pozisyonlar rakibe verilen pozisyonları anlamak da mümkün değil.
Güçlü bir takım karşısında rakip orta sahanın forvete pozisyon hazırlamasına gerek yok bizim savunma bu işi görür!
Orta sahanın bu haliyle oyuna hakim olabilmesi çok zor. Giden gelmiyor, gelen de ileri gitmiyor. Bu vaziyette futbolun üretken yüzü kimbilir nasıl ortaya çıkacak?

Henrique'yi ayırmak lazım
Ortadan savunmaya yardım gelmiyor. Bu da takımı her an gol yeme riski ile karşı karşıya bırakıyor. Tabi Henrique'yi ayırmak lazım. Bir tek o kaybettiği topları kovalıyor.
Rakibin savunma derinliğini ve dengesini bozmaya çalışıyor. Bölgesinde yalnız kalmasa skor üretimi de mutlaka artacaktır.
Yusuf'tan biraz daha bahsetmek gerek.
Mustafa hoca onu kazanmak için biraz daha çabalamalı. Oynadığında herkesin takdirini kazanan Yusuf gibi genç oyuncuların bir sonraki maçta kulübeye gitmemesi gerek.
Bir de yerine koyduğu oyuncunun sahada neler yaptığına iyi bakmalı.
Bu söylediklerimiz Zeki Yavru için de geçerli.
Demek ki Zeki de boşuna kesilmiş bu takımdan. Bu oyuncuların Trabzonspor'un geleceği olduğu göz ardı edilmemelidir.