Konya maçı ve Teo...
Şampiyonluk yarışında, son haftalarda aldığı yaraları kapatarak yoluna devam eden Trabzonspor, bu hafta deplasmanda kendisini çok iyi tanıyan bir hocanın, Ziya Doğan'ın takımına karşı mücadele edecek. Doğan, bu tip maçlara psikolojik ve mantıksal olarak ekibini çok iyi motive edebiliyor. Diğer taraftan bu karşılaşma Trabzonspor için fevkalade önem taşıyor. Bu nedenle Konya deplasmanına gidecek bordo-mavili ekip, rakibin akıl hocasını ve kurguladığı sistemi çok iyi tahlil ve tahmin etmelidir. Yoksa maç esnasında almak istediğiniz hiçbir tedbir, karşılaşmanın stresi içinde verimli olmayacaktır. Dikkat edilmesi gerekir. Öncelikle şu bilinmelidir; rakip önce Trabzon'u kendi sahasında kabul edip, çok adamla dar sahaya hapsetmeye çalışacak. Sizi yorarak o sevdiğiniz (!) geri paslara mahkum edecek. Bu esnada da sizin yapmanız kuvvetle muhtemel hatalardan özellikle kontrataklarda yararlanmaya çalışacaktır.
***
Takımın bu güzel akış diyagramı içerisinde yüzdüğü bir ortamda adamın kafası karışıyor. Yani neden olur olmaz pikola kabuğunu doldurmayan sebepleri, kendi kendimize sorun icat edip de takımda huzursuzluk çıkarıyoruz? Falan şunu demiş veya dememiş! Dese ne olur, demese ne olur! Bu tip laflarla maç gündemini değiştirip de havanın bozulmasına sebep oluyoruz. Trabzonspor'un zaten dışarıda yeteri kadar hasmı varken, bir de hasımlar ve muarızlar listesine kendimizi neden ekliyoruz. Benim kaygım şudur: Biz rakiplerimizi her zaman bertaraf ederiz, fakat kendimizi asla yenememişizdir. Dikkat edin! Bizim yolumuza bugüne kadar hiçbir rakip çomak sokamazken, biz hep kendi kendimizin yoluna taş koymuşuzdur! Değil mi? Cemiyet hayatında belli bir irtifa kazanmış kişiler "Eğri otururken bile doğru konuşmasını bilmelidir." Onun için bu gibi liderlerin ağızlarından çıkan sözleri çok iyi tartması gerekir ki toplumda hem tartışılmasın, hem de tartışmalara meydan vermesin.
***
Şimdi gelelim Teofilo meselesine... Canım şu an ne gerek vardı da bu adamı yok yere gündemin başına çekip, Trabzonspor sorunlarını manşet haline getirdiniz. Futbolun içinden gelenler bilirler. Gurbette futbol oynamanın psikolojik ve moral yönünden zorluğundan haberiniz yok mu? Hep aynı sıkıntıları yaşamadık mı? Öyle ya Trabzonspor dururken, Teofilo'nun avukatlığını yapacak halimiz yok. Amma... Yine de sizlerin bu güzel havada bulut yaratıp, yağmur ihtimalini ortaya atmamaya dikkat etmeniz gerekirdi. Elbette profesyonel bir futbolcunun zırt-pırt takımını terk edip, oraya buraya gitmesine dünyanın hiçbir ülkesinde izin yoktur. Trabzonspor'un, "Kol kırılır, yen içinde kalır" anlayışıyla bu meseleyi halletmesi gerekirdi. Teofilo gitmek istiyorsa gürültüye mahal vermeden gerekli şartlar sağlanıp gönderilebilirdi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.