Türkiye Kupası
Bütün dünyada "kupa 2" diye adlandırılan ve bizde de 48 yıldır organize edilen Türkiye Kupası'nın amacı hem kulüplere gelir sağlamak hem de yedek futbolcuları formda tutmaktı. Bu nedenle kupa mücadeleleri güçlü ekiplerin deplasmanlı iki devre halinde oynadıkları lig maçlarıyla karşılaştırılamaz.
Zira kupa maçları amatör, 2. ve 3. lig takımlarının katılmalarıyla başlayıp eleme usülü oynanıyor ve güçlü takımlar ancak sonradan maçlara katılarak şampiyonu ortaya çıkarıyor.
Avrupa Kupası adı altındaki organizasyona bu kupayı kazanan takımların katılmaları iki senedir maçlara önem kazandırmaya başladı. F.Bahçe'nin 27 yıldır kazanamadığı kupa sarı-lacivertli yönetimin önemsemesi üzerine bizde de değer kazanıp rekabeti artırdı.
Daum önemsemedi
F.Bahçe başkan ve yönetiminin sezon başında kazanılması için teknik adamlardan istediği ve Ziraat Bankası sponsorluğunda oynanan maçlarda sarı-lacivertli takım finale kadar geldi ama Şanlıurfa'da mutlu sona ulaşamadı, Trabzonspor'a 3-1 yenilerek bir hüsran daha yaşadı.
Bunda en büyük pay bu karşılaşmaları ikinci planda tutan ve ligi düşünerek değişik ve güçsüz kadroları sahaya süren Daum'undur.
Nitekim hatırlarsanız F.Bahçe grup maçlarında bu nedenle garanti duruma geldikten sonra Antalyaspor'a yenilmiş, çeyrek finalde Bursaspor'u Kadıköy'de 3-0 yendikten sonra rövanşta yedeklerle mağlup olarak ancak gol averajıyla tur atlamıştır.
Daum finalde de Trabzonspor önünde 1-0 öne geçen takımın ligdeki son 8 maçta olduğu gibi gol yemeden oyunu bitireceğini düşünüp Emre'yi lige saklamak için kadroyu bozup kupayı rakibine hediye etti.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.