Şans kapıda
Üç büyük takımımız istikrar sıkıntısı ile uğraşırken kafalarını kaldırıp yapılan hakem hatalarına, atama yanlışlarına bakamıyorlar bile. Hakemliğimizin en büyük sorunu olan "Baskıya karşı direnme, standart kararlar verebilme" konusunda yaşanan sorunları aşmak için en iyi dönem bence bu... MHK, bu dönemde hakemliğimize fayda sağlayacağına, ciddi hatalar yapmalarına rağmen sürekli aynı isimlere maçları vererek, günü ve kendi koltuklarını kurtarma çabası içinde.
Maç alabilmek için ana kriter başarılı olmak değil, hatalarına rağmen MHK tarafından kabul edilmiş isim olmak yeterli.
Maçlara gözlemci atayıp, kamuoyuna 'bakın hakemlerin yönetimlerini takip ediyor, denetliyoruz' mesajı vermelerine rağmen gözlemci raporlarının hiçbir önemi yok. Cüneyt Çakır ve Bülent Yıldırım'ın, UEFA'da yakaladıkları rüzgarı arkalarına alarak böylesine rahat dönemde hakemliğin gelişimine katkı sağlamak yerine "Orta Oyunu" oynuyorlar. Neredeyse 10 kişilik hakem grubuyla maçları tamamlamaya çalışıyorlar. Hakemliğin temeli, geleceği olan amatör kümelerde maç yöneten hakem ve gözlemciler aylardır paralarını alamıyorlarmış, kavga ve kaos içindeymiş, eldeki mevcut hakemler daha ilk yarıda bu derece kullanılarak kısa sürede yıpranmış ikinci yarı şampiyonluğu, düşmeyi belirleyecek maçları yönetirken onları ciddi sıkıntılar bekliyormuş kimin umurunda?
Guti ve Emre farkı...
Önemli olan her hafta maça giden 10 kişilk hakem grubu, raporlarına itibar edilmemesine rağmen maçlara giden gözlemci grubu, yabancı eğitimciler ve MHK'nın elde ettiği maddi imkanlar ve onların mutluluğu! Eskişehir-Beşiktaş maçında Bünyamin Gezer ilk dakikalarda aylardan sonra Beşiktaş maçına çıkmanın gerginliğini, ilerleyen dakikalarda ise haftalardır aralıksız zorlu maçlar yönetmenin yorgunluğunu yaşadı. Bir hakeme bu derece yüklenmenin anlamı yok. Guti olayında gösterdiği hassasiyeti F.Bahçe maçlarında Emre'ye gösteremeyişi onu tartışılır konuma getirdi ve yıpranıyor. Bu da hakemin değil, MHK'nın hatası. Oysa hakemliğimizin Bünyamin'e daha çok ihtiyacı var. G.Saray-G.Birliği maçında Yunus Yıldırım her zamanki gibi kartlarını kullanmada hatalıydı. Büyükşehir Belediye-
Trabzonspor maçında Bülent Yıldırım haftanın en çok tartışılan yönetimini sergiledi ve ona yakışmadı. UEFA'da başarılı olabilirsin ancak önce kendi liginde başarılı olmak, kabul görmek zorundasın.
Böyle maçlar yönetmeye devam edersen Avrupa'da elde ettiğin krediyi içerdeki maçlarda çabuk tüketirsin. A.Gücü-F.Bahçe maçında Kuddüsi Müftüoğlu'nun iyi götürdüğü maçta Fenerbahçe'nin yediği 2. golden önceki faulü vermeyişi ve Emre'nin yardımcı hakeme davranışına duyarsız kalması puanını düşürdü. Bursaspor-Kasımpaşa maçında zor hava ve saha koşullarına rağmen kritik pozisyon olmaması Halis Özkahya'nın şansıydı. Sivas-
Konya maçında Abdullah Yılmaz çok kritik kararlara imza attı. Barış Şimşek ve Süleyman Abay sorunsuz maç yönetirken G.Antep-Kayseri maçında Hüseyin Göçek haftanın en iyisiydi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.