Mert Aydın

Mert Aydın

18 Mart 2012 | Pazar

Şampiyonluk anlamında

Maç başladıktan sonra peş peşe gelen iki gol yeni bir 'Saracoğlu klasiği' seyretme ihtimalimizi güçlendirmişti. Ama aradaki puan farkı ve Fenerbahçe'nin kazanma mecburiyeti çok büyük bir stresin habercisi olabileceğini düşünmemiştik.
Oyunun başında Alex, Galatasaray yarı alanında elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor. Bugüne kadar hücum konusunda fazla üretken olmayan Ziegler, Roberto Carlos gibi oynuyordu.
Bunların bileşiminde Sow'un ve Alex'in harika golleri Galatasaray'ın makus talihini yenemeyeceği düşüncesini net bir şekilde ortaya çıkarıyordu.
25. dakikadan sonra Fenerbahçe geriye yaslanmaya, Galatasaray daha fazla topla oynamaya başladı ama Fenerbahçe için aslında bu intihar ile eş anlamlıydı.
Çünkü uzun yıllardır Fenerbahçe'nin çalışılmış bir kontratak stratejisi yok!

SELÇUK İPLERİ ELE ALDI
Galatasaray gibi topla oynamayı çok seven bir takıma karşı atak yapamıyorsunuz hem de rakibin etkili ayaklarına şans veriyorsunuz.
Nitekim Elmander'in golü hem Galatasaray'a umut ve moral aşıladı hem de Fenerbahçe'nin stresini ikiye, üçe katladı.
Maçın ikinci yarısında oyun karşılıklı ataklara dönüştü.
Selçuk yönetimindeki Galatasaray orta sahası Fenerbahçe'nin orta saha etkinliğini çok aza indirdi. Bunun sonucunda da Galatasaray için neredeyse şampiyonluk anlamına gelen beraberlik golü geldi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor