Aile olmak
Burak Yılmaz, G.Saray'ın bu sezon sergilediği inişliçıkışlı performansını yorumlarken şöyle diyor: "Şampiyonluklar takım ve aile olursanız gelir. Bütün herkes kenetlenir.
Herkes birbiri için oynar ve koşar. Biz bu sezon bu faktörlerden uzak kaldık."
Burak'ın yüzleşmesi doğru ve gerçek. G.Saraylı oyuncular, aile olabilme refleksini bu sezon hep kazanmak zorunda oldukları maçlarda hatırladılar ve sergilediler.
TT Arena'daki Juventus maçı, kupa yarı finalindeki Bursa deplasmanı ve kupa finalindeki Eskişehir'e karşı alınan galibiyetler gibi Trabzon deplasmanında da G.Saraylı oyuncular alacakları üç puanla neler kazanacaklarını bilerek sorumlu, dikkatli ve iştahlı oynadılar.
Sonuçta Trabzon'u farklı yendiler. Seyircisiz derbiye iki takım oyuncularının arasındaki kalite ve anlayış farkı damgayı vurdu.
Sabri-Telles aksadı
Mancini döneminde coşan ve kalitesine geri dönen Sneijder, attığı kritik gollerle Galatasaray'ı hedefe taşıyan isim oldu. Liderlik ceketini giyen Sneijder, zor maçlarda hep '10.5' numara gibi oynadı.
Juventus'u eleyen, kupayı G.Saray'a kazandıran Hollandalı Trabzon'da 'Devler Ligi' kapısını aralayan gollere imza attı.
Özellikle Sneijder'in ikinci golündeki vuruşun mesafesi ve hızı 'Bazuka' ayarındaydı.
Mancini, "Kazanan takım bozulmaz" felsefesiyle bu sezon ilk kez üst üste iki maça aynı kadroyla çıktı. Ancak tek yanlışı Sabri'yi sol beke çekip önüne Telles'i monte etmesiydi. İtalyan hoca belli ki formda Olcan'a önlem istemişti. Ama Sabri-Telles ikilisi birbirini tamamlamadı.
Ancak Yekta-Semih ikilisi ikinci yarı Sneijder ve Umut'un attığı gollerin hazırlayıcısı oldu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.