Büyük takım
Eldeki oyunculara bakınca Mancini ilk kez Hajrovic dışında sahaya doğru bir kadro sürdü.. Her oyuncu kendi mevkiinde oynadı. Bu doğru kadroda başkan Ünal Aysal'ın İtalyan hoca ile yaptığı görüşmenin de etkileri var.
Elazığ maçını izlerken Galatasaraylı taraftarların kesin sinir katsayısı yükselmiştir. Çünkü başta Sneijder olmak üzere, Selçuk ve Burak sahada "Mahalle futbolu" zihniyetinde sorumsuzca ve gamsız bir anlayışla oynadılar. İnanılmaz pozisyonları harcadılar. Sneijder adeta "Gol nasıl kaçırılır?" dersini verdi!.
Ancak Selçuk'un gol öncesi topa kendi vurmayıp golü Burak'a attırmak istemesi ve maçı boyu Burak'a servis yapmaya çalışması doğru değildi.
G.Saray'da oyuncuların duygularında bir donukluk yaşanıyor.
G.Saray maliyet, oyuncu kalitesi olarak Elazığ'dan çok çok üstün olmasına rağmen oyuncular sahada "Büyük takım" gibi davranmıyorlar. Oyuncuların vücut diline baktığınızda bir özgüven sorunu yaşanıyor. Zihinler rahat değil. Galip duruma geçtikten sonra yaşanması gereken rahatlık sahayı yansımıyor ve "Aman gol yemeyelim" telaşı ön plana çıkıyor.
Elazığ baskı kurdu
Galatasaray'daki gözle görünen bu telaş rakibe ciddi motivasyon oluyor. Kadro darlığı yaşayan Elazığ takımı 10 kişi kaldığı anlarda bile telaşlı hareket eden Galatasaray'a karşı ciddi baskı kurdular..
Kenardan bu telaşı, Mancini sakinlikle değil yanlış bir tutumla bağırarak önlemeye çalışıyor. Ayrıca İtalyan hocanın verilmeyen penaltı pozisyonunu dışında adı bile söylenmeyen Hajrovic'i 80 dakikada sahada tutması büyük hataydı. Orta alanın düştüğü anda Yekta'yı çıkarıp forvet Berk'i alması da her halde İtalyan futbol kültürünün bir ürünüydü!. İvesa'nın Hajrovic'e 3. dakikada yaptığı hareket penaltı ve kırmızı karttı. Hakem Barış Şimşek devre arası hatasını anlamış olacak ki; ikinci yarı maçı yönetirken kafaca rahat değildi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.