Hıncal Uluç

Hıncal Uluç

06 Aralık 2011 | Salı

İşini yapmasına nasıl engel olursun?

3 Temmuz'un ardından Türk futbolu bir büyük deprem daha yaşadı.
Merakla beklenen iddianame açıklandı.
Başta Olgun Peker ve Aziz Yıldırım olmak üzere ismi geçenler hakkında ciddi iddialar var. 114 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. İddianameyle ilgili neler söyleyeceksiniz?

İddianamenin ana hatları açıklandı. Kimsenin merakla beklediği yokmuş. En önemli şey o... İddianamenin ana hatlarının cumartesi günü belli olacağını bütün Türkiye, bütün dünya biliyordu. Nitekim NTV'Son dakika' diye alt yazı geçti. O sırada motosiklet ile Türkiye turu üzerine bir turistik program yayınlıyordu. NTV haber televizyonlarının markası Türkiye'de...
Jilet, Jip nasıl markaysa NTV öyle bir marka... Haber alt yazıda kaldı, Türkiye turu devam etti. "Ötekiler ne yapıyor?" diyerek diğer kanallara geçtim. CNN, rafting yayınlıyordu.
NTV karadan dolaşıyor Türkiye'yi; bunlar akarsulardan!.. Bütün haber televizyonları böyle... Bir tane haber televizyonu bağıra bağıra gelen bir kasırgayı hazırlıklı karşılamıyor. O gün o saatte iddianamenin belli olacağı biliniyordu.
Habercilik bu; muhabirleri peşine takarsın; stüdyoya dört beş adam getirirsin.
Futbol yorumcusu değil üstelik; hukuk yorumcusu... Erman Toroğlu'nun ne dediği beni ilgilendirmiyor. 'Şimdi ne olur'a Turgut Kazan ne diyecek?
Çünkü futbol yorumları olaya futbol açısından bakıyorlar. Hukuk kültürleri yeterli değil, bunu yorumlamaya...
Tuttukları takım açısından bakıyorlar.
Cumhurbaşkanı yasa değişikliğini veto etmiş, iddianamenin ana hatları açıklanmış. Bir tane televizyonda adam gibi bir program yok!..

KANUNSUZ SUÇ VE CEZA OLMAZ

O günden bu kadar da ne gazetelerde ne televizyonlarda herhangi bir hukukçuya sorulduğunu görmedim.
Kulüp yöneticilerine soruyorlar, spor yorumcularına soruyorlar!
Spor yorumcusu Hıncal Uluç'un bu konuda söyleyeceği hiçbir şey yok. Olamaz.
Ama Siyasal Bilgiler'de Ceza Hukuku okumuş Hıncal Uluç'a sorarsan; o sana "Arkadaşlar bunları okuyalı 50 sene oldu. O günden bugüne Ceza Hukuku'nda çok değişiklikler olmuştur.
Onun için günümüzün Ceza Hukukçularından biriyle konuşun" der kendini fikrini ondan sonra söyler.
Hâlâ hiçbir yerde bir Ceza Hukukçusu, 'Şimdi ne olacak?' sorusuna cevap vermedi.
En basit; yarşamba günü (yarın) Galatasaray ile Fenerbahçe arasında bir derbi var. Bu maçta Galatasaray'ın özellikle cezalılar ve sakatlıklar nedeniyle önem kazanan bir oyuncusu, Sercan Yıldırım oynamayacak (mı), oynayabilir (mi), oynamayacaksa niye oynamaya( cak), oynayabilecekse niye oynayabile(cek)! Buna cevap arayan bir kişi var mı Türkiye'de!
Galatasaray yöneticisi bilmiyor, federasyon bilmiyor. Çünkü ortada bir hukuki sorun var. Cezacı Hıncal Uluç'a sorarsan, Ceza Hukuku'nun özü ikidir dünyada...
1- Kanunsuz ceza olmaz.
2- Cezasız suç olmaz.
Bunlar iki ayrı rejim yarattılar. Faşizm ve komünizm gibi rejimlerde 'Cezasız suç olmaz' vardır; otorite bildiği gibi 'Sen suç işledin, cezan bu' der!..
Demokratik rejimlerde suç ihdas etme hakkın da yok, ceza ihdas etme hakkın da yok. Yasa neyse o... Kanunsuz suç ve ceza olmaz. Türkiye bu mu; evet... Birinci madde: Kanunsuz suç ve ceza olmaz. İkinci madde: Suçluluğu kanıtlanana kadar herkes suçsuzdur.
Evet; o da tamam. Peki ceza hukukunun temeli bu olan bir ülkede Sercan'ın işini yapmasını neye dayanarak engelleyeceğiz biz?
Mustafa Balbay tutuklu ama yazmaya devam ediyor. Doğu Perinçek tutuklu ama Aydınlık'ta yazmaya devam ediyor. Sercan tutuklu bile değil; hakkında bir iddianame de yok. Çağrılıp ifadesi de alınmamış ama Sercan'ın futbol hayatı bitecek (mi?). Neye dayanarak bitecek? Savcılık, federasyona yazı yazmış; federasyon da kulüplere telefon mu etmiş, yazı mı yazmış; bunlar bile belli değil. Nasıl bir gazetecilik var Türkiye'de? Niye yazmış?
Savcılık uyarmış mı? 'Şike yapması ihtimali olan adamlar bunlar. Bunlara dikkat edin' mi demiş! Böyle bir hakkı var mı; bilemiyorum!

NAZIM TATİLDE Mİ YAZDI!

Benim köşemde bir takım yazıları 'para karşılığı yazdığım' şeklinde bir ihbar olabilir. Savcılık da bu ihbar üzerine yaptığı araştırmada dava açılabilecek önemde bulgulara ulaşabilir.
Normali, 'Para ile yazı yazıyor. Gazeteciliğin temel ilkelerine ihanet ediyor' diye davar açar. İsterse de Erdal Şafak'a 'Senin bu adamın hakkında böyle böyle bilgiler var. Haberin olsun.
Ona göre... İster yazdır ister yazdırma...' Ama Savcı, 'Hıncal'ın köşesini kapat' diyemez. Elinde bulgular olsa dahi... Yarın beni mahkum etse dahi...' diyemez. O kararı Erdal Şafak verir, Ahmet Çalık verir. 'Hıncal'a yazdır' ya da 'Yazdırma' der... Savcı sadece 'Sağlam adam değil' şeklinde uyarabilir. 'Hıncal'a yazdırmayın' diye bir ceza yok.
Mahkumlar yazıyor bu ülkede...
Türkiye'nin demokratik açıdan en kötü zamanlarında Nazım Hikmet içeride yazmaya devam etmedi mi? "Bugün pazar... Bugün, beni ilk defa güneşe çıkardılar"ı tatilde mi yazdı?
Antalya sahillerinde mi yazdı? Adamın işini yapmasına nasıl engel olursun?
Benim hukuk mantığımda böyle bir şey yok.
Ama bunu tartışacak ben değilim.
Benim gücüm bunu tartışmaya yetmez.
Tekrar söylüyorum; çünkü ben Ceza Hukuku'nu 50 sene evvel okudum.
Avrupa İnsan Hakları eski Yargıcı Rıza Türmen var, onunla konuşulsun.
Senelerce ceza davalarına bakan Turgut Kazan var, onunla konuşulsun.
Bir sürü cezacı var, onlarla konuşulsun.
Konuyu bunlar konuşacak.
Hayır! Bunlardan başka herkes konuşuyor!

15 GÜN SONRA LİG BİTİYOR MU!
Ana hatlarıyla iddianamedeki iddiaları nasıl buldunuz? İddianamede bunların olacağını herkes biliyordu, federasyon dâhil. Çünkü federasyonun kozmik odasına bunlar gitti. Buna rağmen federasyon eyyam kararı aldı; "Ligin sonunda açıklayacağım."
Şimdi Mehmet Ali Aydınlar "15 gün içinde önemli şeyler olabilir" diyor.
15 gün sonra bitiyor mu lig?
Mehmet Ali Aydınlar "Şike soruşturmasıyla ilgili kararımızı lig sonunda vereceğiz" açıklamasını bana sordun. Ben de "Palavra!.. Söyleyemez, söylese de uygulayamaz.
İddianame açıklandığı zaman ligin sonunu bekleyemeyecek duruma düşer" demedim mi? Yazmıyor mu sayfalarda?
Şimdi de diyor ki Mehmet Ali Aydınlar, "15 gün içinde her şey değişebilir."
Günaydın!.. Günaydın!..

Mustafa Balbay, Doğu Perinçek tutuklu ama yazı yazmaya devam ediyor
Sercan tutuklu bile değil, hakkında bir iddianame yok. Benim hukuk mantığında böyle bir şey olmaz

İddianameyi merak eden yokmuş. NTV'de mototur, CNN'de rafting vardı
Bir tane haber televizyonu günü ve saati belli olan, bağıra bağıra gelen kasırga için hazırlık yapmamış

CESUR DAVRANAMADI
Şu an gelinen noktaya baktığınızda; ligin bu şekilde başlamasını doğru buluyor musunuz ve bundan sonra lig devam etmeli mi?
Konunun iki yanı var; 1- Hukuksal...
2- Ekonomik... Türkiye'deki kulüplerin maddi durumları meydanda...
Fenerbahçe ve Galatasaray başta ki bunlar en büyükleri, en çok kazananlar.
Lig durdurulduğu anda Türkiye'de pek çok kulüp batar. Çünkü para, yayıncı kuruluştan geliyor. Yayıncı kuruluş maç yayınlamazsa bunlara nasıl para verecek?
Ligin devam etmesi doğru karar.
Hâlâ da etmeli bana sorarsan. Federasyon cesur olsaydı sene başında kim küme düşecekse düşürür, kimden ne puan eksilecekse eksiltir, kalanlarla ligi devam ettirirdi. Fenerbahçe çünkü çok haklı bir başvuruda bulundu. Dedi ki "Bize iki sene kaybettirmeyin. Bizi bu sene düşürün.
Biz de bilelim." Ama "Hayır" dediler.
Şimdi ne yapacaklarını bilemiyorlar.

LİG DEVAM ETMEK ZORUNDA

Baştan cesur karar alamadılar. Bu lig her halükarda devam ederdi. Etmeli de... 10 takımla, 16 takımla, ikinci ligden yeni takımla... Ama devam etmeli ki kulüpler batmasın.
Şimdi aralık ayının başında gene devam etmek zorundalar. Çünkü her kulüp borç ve taahhüt içinde...
Neyle yapacak bunları?
Hukuki ceza vermek için kanıtlaman lazım. Ama futbolda ceza vermen için kanaat yeterli. Bu ikisi çok ayrı iki hukuk... Birisi Ceza Hukuku; öbürü İdare Hukuku... 'Kanaat yeterli' yazıyor. Cesur olabilselerdi Türkiye bugün bu derdi yaşamazdı. Şimdi ne yapacaklarını çok merak ediyorum. Ama ligi durdurmak kulüpleri öldürür.

ALİ KOÇ FANATİZM YAPIYOR
Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne gönderilmemesi hâlâ tartışılıyor.
Hafta içinde Fenerbahçe, Federasyon arasında karşılıklı söz düellosu yaşandı.
Cornu'nun CAS'a verdiği ifadeden yola çıkan Fenerbahçe, Lutfi Arıboğan ve İlhan Helvacı'yı suçladı.

Ali Koç, kendine, bulunduğu kuruma ve 'Koç' adına hiç yakışmayacak şekilde fanatizm yapıyor. Ali Koç'un davası federasyon ile değil Galatasaray ile. Basın toplantısındaki tutumuyla bunu açıkça ortaya koydu. "Bizi mahvettiler, astılar, kestiler, sattılar" dedi.
Gazetecinin biri "Efendim bunların başında kulübünüzün kayıtlı üyesi var. Onu ceza heyetine, Haysiyet Divanı'na vermeyi, ihraç etmeyi düşünüyor musunuz?" diye sordu. "Hayır, bizim Mehmet Ali Aydınlar ile hiçbir sorunumuz yok." Sorun kiminle; Galatasaraylılarla. Böyle dava güdülür mü?
Bugün dava Fenerbahçe-Galatasaray davası mı; Türkiye'nin davası mı? Ali Koç öylesine bir fanatizm içinde ki... Hem Fenerbahçe'ye zararlı hem Koç'a zararlı bana sorarsan.

ELLERİNDE BİR BELGE YOK

UEFA Başmüfettişi Pierre Cornu'nun, CAS'a verdiği ifadede 'Fenerbahçe şike yaptı' iddiasını Arıboğan ve Helvacı'ya dayandırmasını neye bağlıyorsunuz?

Şimdi bunların hepsi 'O' dedi 'Bu' dedi. Kimsenin elinde bir belge yok.
Ben 'O' dedi; 'Bu' dediler üzerine yorum yapmam.
Benim gazetecilik anlayışımda 'O' dedi 'Bu' dedi yok. Nerede Cornu? Nerede Platini?
Verin bakalım dosyaları, ortaya bir çıksın, görelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor