Hıncal Uluç

Hıncal Uluç

24 Mart 2011 | Perşembe

Bomba düştü

_Galatasaray taraftarları alınan kötü sonuçlara rağmen takımı destekledi, maç sonrası da herhangi bir taşkınlık yoktu ama sahaya atılan şişe bu desteğe gölge düşürdü.
Türk futbol tarihinin en büyük olayıdır o... Ve şaşkınlıklar içindeyim, hayretler içindeyim... Bugüne kadar hâlâ yapılmış bir şey yok. Bugün Türkiye'de bir seçim hükümeti var. Seçim hükümetinde Adalet ve İçişleri Bakanı tarafsızdır. Siyasi adamlar gittiler, iki tarafsız adam getirdiler yerlerine. Bu iki tarafsız adam iki bürokrat. Adalet Bakanlığı Müsteşarı, Adalet Bakanı oldu; İçişleri Bakanlığı Müsteşarı da İçişleri Bakanı oldu. Yani şu anda iki bakanlığın başında, Adalet ve İçişleri Bakanlığı'nın teknisyeni iki adam var. Uzman iki adam var.
Rakı şişesi, kaleci Volkan'ın kulağının yanından geçti. Yüzü tribüne dönük olsa kendini sakınabilir.
Hayır, Volkan sahaya bakıyor, gelen şişeyi görmüyor. O şişeyi beynine yediği anda ya ölür ya beyin kanaması geçirir. Bu açık seçik bir cinayet teşebbüsü... Milyonlarca kişinin gözünün önünde işlendi. Televizyon verdi.
Arena Stadı'nda güvenlik kamerası olmayan yer yok. Yani o şişeyi atan ve de öbür şişeyi atan bir yerlerde kayıtlı şu an... Ama ne savcılık, ne emniyet müdürlüğü, "Şu kameraların görüntülerini bana verin bakalım.
Hangi katil, hangi cani atmış o şişeyi!" diye sormuyor.
Ben üzerimde bomba ile Taksim'e gitsem, yakalansam, beni paramparça ederler. Volkan'ın kafasına şişe atmak, Arena'ya bomba atmak. Volkan kanlar içinde yere serilseydi ne olurdu o tribünler? Kayseri-Sivas maçında kaç kişi öldü, kaç kişi yaralandı!.. Heysel'e dönerdi orası...

ZURNA GİBİ SARHOŞTU
_
Rekabetin de maçın da futbolun da hiçbir esprisi kalmazdı.
İstanbul'un savcıları, İstanbul'un valisi, 50 kişinin ölmesini mi bekliyor canileri yakalamak için... Teşebbüs, suç değil mi? Bu iki teknisyen bakan sordular mı İstanbul Valisi'ne!.. Sordular mı İstanbul Başsavcısına!.. 'Kardeşim ne yaptınız?' diye... Orada bir katliamdan dönüldü. Allah korudu... İstanbul'u Allah mı koruyacak!.. Bu kadar adama niye maaş veriyoruz o zaman... O iki tane şişenin tribüne nasıl girdiğini, Galatasaray Kulübü'nden sormak lazım ve Galatasaray Kulübü dahil, sorumlulara ödetmek lazım. O şişelerin nasıl atıldığını da İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden sormak lazım. Atanlara da ödetmek lazım, ibretialem için... Bundan sonra biz çocuklarımızı, eşlerimizi, sevgililerimizi gönül rahatlığı ile maça gönderelim.
Ben artık hiçbir yakınımı Arena'ya göndermem. Hayatları tehlikedeorada çünkü... Türkiye'nin en yeni en modern stadını yapacaksın ve insanları oraya ölüme göndereceksin. Maça gidip gelene kadar dualar okuyacaksın. 'Sağ salim gelsinler' diye... Metronun hali rezillik...
O maça gelen otobüslerin hali başka bir rezillik...
Otobüsün içi baştan aşağıya Fenerli dolu... Fener seyircisi maça geliyor, o Fener seyircisi, kendi takımından olan taraftarları taşıyan, kendi bindiği otobüslerin camlarını ve koltuklarını kırıyor. Bu adamın kafasındaki düşünce belli... Adamın holigan olduğu daha maça gelmeden belli... Ama polis o otobüsün stada yanaşmasına, o holiganın stada girmesine izin veriyor! Niye Fenerbahçe!.. Sıkmıyor!.. Polisin böyle bir çekincesi olur mu? Zavallı Adanalı, Bursalı gelse, canına oku; Fenerli gelince buyur içeri!..
Maça gidenler anlatıyor; "Zurna gibiydiler. İki koluna, iki arkadaşı girmiş sürüklüyorlardı."
O kadar sarhoş adamın maça girmesi yasak. Alkollü adam maça giremez. Kapıda polisler var!..
Hani dediler ya; "Nevruz gününe maç koymayın. Biz polisi ayıramayız. Cumaya alın ki rahat rahat..." İşte buyur...
Bütün İstanbul polisi maçta görevli... Maça gelen yollar rezillik, maçtan giden metrolar rezillik, maçın için rezillik!.. Nerede polis ve nerede teknisyen içişleri bakanı!..
Bunun hesabı sorulmadı hâlâ!.. Maç cuma günü oynandı, hâlâ bir şey yok!.. Soruşturma başladığına dair bir satır okudunuz mu?
İstanbul Emniyeti'nin bu maçtan sorumlu tuttuğu bir emniyet müdür vekili var. Emniyet müdürünün yardımcısı düzeyinde... Derbiler böyle organize ediliyor. O adam kim, neler yapmış? Volkan'ın kafasına atılan şişeyi gören bir tane savcı yok mu? Benim evimdeki telefon dinleniyor da televizyon izlenmiyor mu bu ülkede!..

ŞİŞEYİ ARTIK İSABET ETTİRİR
_Arena'da oynanan Eskişehir maçında yine atılan bir şişe nedeniyle küçük bir taraftar ölümden dönmüştü. Bu olay ders çıkarmadığımızı bir kez daha gösterdi. O olayın failleri ve sorumluları bulunmadı.
Suç cezasız kaldıkça insanlar azar. Bu insanın doğasında var. Vicdan ile işi çözemezsin. Bu kadar kanun niye var; çünkü vicdan ile ahlak ile çözülmüyor. Ama kanun yapmak da yetmiyor. Uygulamazsan bir işe yaramıyor.
Kırmızıda geçmek yasak, umursayan var mı İstanbul'da!..
Koyduğun yasayı uygulayacaksın. Maça sarhoş girilmez, maçta içki içilmez. Sahaya şişe atılmaz. Bin 500 tane güvenlik kamerası var, televizyon yayınlamış, milli takım kalecisi ölümden dönmüş, hiçbir şey yok. O cani herif, sonraki maça yine gelecek!.. Yine şişe ile gelecek, bu defa isabet de ettirecek. Eğitimli çünkü... Geçen sefer kaçırdı, bu sefer daha dikkatli nişan alacak.

TRABZON'UN ALEX'İ YOK

_Fenerbahçe ne kadar rahat görünüyorsa Trabzon bir o kadar gergin. Son dakikaları büyük çekişmeye sahne olan Gençlerbirliği'ni uzatma dakikalarında mağlup etti. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Trabzon'un Alex'i yok. Kopan kıyametlerden sonra hakemler biraz Trabzonlu olmaya da başladılar. Onu da hissediyoruz ama Trabzon'un Alex'i yok. Ve de Trabzon'un en büyük iki silahı Alanzinho ile Yattara'yı, Şenol hoca bitirdi. Ertuğrul Sağlam'ınVolkan, Sercan ve Turgay üçlüsünü bitirdiği gibi.
Maçın kaderini belirleyecek hücum silahlarında çok özenli ve dikkatli olacaksın. Alanzinho ile Yattara'yı kenarda tutma marifet değil. 5 yaşında bir çocuğu Trabzon'a yönetici yapsan kenarda 'Dur' dersen durur.
Önemli olan iyi oyuncuyu oynatmak... Başarı o... "Efendim, bu problemli. Ben bunu oynatmıyorum".
İyi oynatma. Ama oynatmadığın zaman da bu oluyor.
Sezon başından beri bu ikiliyi takıma kazandırsaydı Trabzon bu hallere düşmezdi.

_Kötü bir sezon geçiren Beşiktaş, ligin zorlu rakiplerinden Kayserispor'u rahat geçti ve moral buldu.
Kayseri son haftalarda çok kötü oynuyor. Düşüş içinde...

_Tayfur Havutçu'nun takımın başına geçmesi siyah- beyazlı ekibi olumlu etkilemiş görünüyor.
Yani bazen olumlu etki yaratır ama anormal de değil.
Aceleci olmamak lazım. Biraz bekleyelim.

GAFLET VE DELALET YETMEZ
_Haftanın ilginç olaylarından birisi de futbola milyon dolarlar yatıran Beşiktaş'ın erkek voleybol takımının küme düşmesiydi.
İşte '5 milyon ayırdık' diyor. 5 milyon, Beşiktaş'ın yaptığı 25 transferden birinin karşılığı futbolda... İlgilenilmemiş...
Beşiktaş'ın düşmesi tam bir gaflet... İki set alsa yetiyor. Birinci seti almış, dördüncü sette 21-13 önde.
21-13'den set ancak bir ihanet ile gelir. Gaflet ile delalet de yetmez.
Voleybolun bu sistemi içinde 21-13'den bu set nasıl verilmiş.! Ama önemli olan son maçın son setine kalması kümede kalman... O hale geldiğine göre düş zaten...
Ne fark eder ki? Belli ki Beşiktaş, voleybolu sırtında bir kambur gibi görmüş. 'Düşsek de o gelecek sene 5 milyon vermesek. Bir futbolcu daha alsak.'

* * *
POLAT'IN YÜZÜ KIZARMALI
G.Saray'ın yedekleri bile milli takıma çağrılmış. Bu bile Adnan Polat'ın yüzünün kızarması için yeterli

_Milli takım, Avusturya ile kritik bir maç yapacak. 11. sırada yer alan Galatasaray'dan 6 oyuncu çağrılması garip karşılandı. Hiddink'in tercihlerini nasıl buldunuz?
Galatasaray'ın yedekleri de çağrılmış, beğenmeyip gönderdikleri de çağrılmış; Emre Güngör de var. Yani Galatasaray'ın anlayın ne biçim bir kadrosu var ve puan cetvelindeki yerine bak!..
Bu kadro, bu çağrılan adamlar nereden geliyorlar? Avrupa üçüncüsü takımdan geliyorlar. Avrupa üçüncüsü takımın iskeletini Adnan Polat bu hale getirdi. Bu ilan edilen milli takım bile Adnan Polat'ın yüzünün kızarması için yeterli.

SAĞLAM'I ANLAMIYORUM
_Şampiyon Bursaspor her geçen gün biraz daha zirveden uzaklaşıyor.
Yani ben Ertuğrul hocanın ne yapmak istediğini anlayamadım.
Açıkça. Geçen sene şampiyon olmuş bir kadro var. O kadronun nasıl şampiyon olduğu da belli, kimlerin şampiyon yaptığı da belli. O takımdan vazgeçip bir paralı askerler takımına döndürmesi bu sonucu yarattı bana sorarsan...
Ertuğrul Sağlam gibi 'yerli' olmanın simgesi bir hocanın yerli oyunculardan vazgeçip dışarıdan bir takım adamlarla takımın iskeletini kurmaya kalkmasını anlamış değilim ki o yerli takım şampiyon olmuş zaten. İnanamıyorum. Turgay, Sercan, Volkan üçlüsünden bir hoca nasıl vazgeçer; bunu anlamama imkân yok.

Not: Dünkü röportajda hatalı çıkan bölüm, "Bütün Galatasaray 18 üzerine çekilmiş. 18'in üzerinde bir Fenerbahçeli, 6 Galatasaraylı var. Galatasaray öyle çekilmiş geriye" şeklindedir.

* * *
ERDOĞAN İLE ALİYEV ÇÖZEBİLİR
Guliyev çok önemli bir atlet. Ama yarıştırabilecek miyiz bilemiyorum. Çünkü bu sportif bir olay değil

_Avrupa Gençler Şampiyonluğu bulunan, 200 metrede Bolt'a rakip gösterilen, Azeri atlet Ramil Guliyev, Türk vatandaşı oldu. Ancak Azerbaycan'ın izin vermemesi nedeniyle Olimpiyatlarda yarışması zor görünüyor. Sorun nasıl aşılacak?
Geleceği en parlak sprinterlerden bir tanesi.
Bana şu anda 'Ağabey, Usain Bolt geçilir mi?' diye sorsan; 'Geçilmez' derim. 'Ama geçse geçse kim geçer?' diye zorlarsan beni; 'Geçse geçse Guliyev geçer' derim. O kadar önemli bir isim. Ama yarıştırabilecek miyiz bilemiyorum! Çünkü bu siyasal bir olay; sportif bir olay değil.

ÖZAL DEVREYE GİRMİŞTİ
1988'de Naim Süleymanoğlu'nun Seul'de Türkiye' adına yarışmasını Türkiye İçişleri Bakanlığı'nın verdiği pasaport sağlamadı. Başbakan Turgut Özal'ın, Bulgar Devlet Başkanı Jivkov ile görüşmesi sağladı. Ne yapıldıysa ne olduysa, Jivkov, Naim'e izin verdi.
Burada da iş Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev arasında geçecek bana sorarsan. Azerbaycan Atletizm Federasyonu'nun nasıl bir öfke içinde olduğunu tahmin ediyorum.
Tersini düşün. Azeriler Nevin Yanıt'ı, Azeri yaptılar. Biz de kıyamet kopmaz mı? Onun için bu işi üst düzeyde Başbakan çözerse, Guliyev, Olimpiyatlar'da yarışır.
Olimpiyat'ta yarışamazsa transferin anlamı yok. Zaten Azeri pasaportu ile Fener de yarışıyordu.

İKİSİ DE FİNAL OYNARDI
_Fenerbahçe Acıbadem'in favori gösterildiği Voleybol Bayanlar Avrupa Şampiyonlar Ligi Dörtlü finalinde zafer Vakıfbank Güneş Sigorta'nın oldu.
Vakıfbank da çok iyi takım. Kurada çıkmasa iki Türk takımı da final oynardı aslında.
Çünkü ikisi de yabancı rakiplerini perişan etti. İtalyan ve Azerbaycan takımını... İtalya ve Azerbaycan takımları dünya voleybolunda önde gelen ekipler.
Bu şunu gösteriyor; son yıllarda biz de kadın voleybolu konusunda gerçek bir gelişme var. Bu sadece Fenerbahçe'ye has bir şey değil. Güzel bir şey...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor