Teofilo işi biliyor
Sivas karşısında müthiş istekli oynayan Trabzonspor sahadan 6-1 galip ayrıldı. Trabzon önünde perişan olan Sivas'ı görünce, Sivas'ın 'Galatasaray'ı nasıl perişan ettiğini' düşündüm. Aklıma o maç geldi. Sivas'ı durduramamıştı Galatasaray!.. Trabzon iyi top oynuyor. Bol adamı var. Umut gibi her takımda oynayabilecek bir santrfordan haberimiz yoktu. Teofilo çok akıllı bir adam. 1- Pozisyonların içinde... 2- Pozisyonların içindeyken çok akıllı vuruyor topa... Gol pozisyonunda gol vuruşu yapıyor. Gözünü kapayıp, kalecinin üzerine vurmuyor. Kaleci nerede, kale nerede bakıyor ve ona göre çok akıllı plase atıyor.
Bizim Hakan Şükür mesela... Kaleciyle karşı karşıya kaldığı zaman kalecinin delik olduğunu düşünürdü; üstüne vururdu, 'kalecinin içinden geçer mi top' diye!.. 10 sene kalecinin delik olmadığını öğrenemedi! Ama Teofilo, orada somut bir cisim olduğunu ve gol olması için o cismin yanından veya üstünden vurması gerektiğini biliyor. Doğru vuruşu da yapıyor.
ALLAH'IN UNUTTUĞU YERDEYDİ
-12 Dev Adam'ın gölgesinde kaldı ama Voleybol Milli Takımı, Yunanistan'ı iki maçta da yenerek Avrupa Şampiyonası Finalleri'ne katılmayı başardı. Erkek voleybolu son dönemde ivme kaybetmişti. Bu açıdan bakarsak oldukça önemli bir başarı olduğunu söyleyebilir miyiz?
Voleybolun bu düzeyde olması bir mucize... İki Yunanistan maçını da seyrettim; çocuklar gayet iyi oynuyor. Ama düşünebiliyor musun; Türkiye'de voleybol oynanacak doğru dürüst salon yok. O Burhan Felek Spor Salonu için yazdığım yazının arkasında halen duruyorum. 'Köpeği bağlasandurmaz'bir salonda Türkiye'nin kız ve erkek milli takımları maç yapıyor. Hiçbir televizyon doğru dürüst bunları yayınlamıyor, hiçbir gazete bunları yazmıyor.
En başta senin Fotomaç'ın. Haftada bir voleybol sayfası yapsa güzel olmaz mı? Türkiye'nin en iyi voleybol yazarı Cengiz Tokgöz de sizin kadronuzda... Haftada bir 'Haftanın panoraması' diye tam sayfa ayıramaz mı Fotomaç!.. Ben de voleybolda neler oldu, neler bitti bir okusam!..
Ben bir voleybol severim... 1957'de ben gazeteciliğe başladığım zaman iki işim vardı. Bir basketbol yazmak, bir de voleybol yazmak. Ankara'da tek salon var; Gazi Eğitim Salonu.
Allah'ın unuttuğu bir yerde olduğu için, o zaman taksi ile gitmek, fiş yazmak hovardalığımız da yok. Sabah 7'de kalkıp otobüse binerdim. Tek salon olduğu için 9'da başlardı maçlar, akşama kadar sürerdi. O maçları biz Ankara'nın Yedigün gazetesinde günü gününe, 3-4 sütun yazardık.
Öyle telefon falan da yok. 'Maç bitince gazeteye yazdıralım.' Hayır. Maç bitince Allah'ın unuttuğu yerden çıkıp, Allah'ın unuttuğu başka bir yerdeki gazete binasına gideceksin, hangi vasıta ile gideceğin yine senin sorunun. Üstelik, saatlerce yolculuktan sonra bir de oturup yazacaksın!
Bütün bu imkansızlıklar içinde biz voleybolu günü gününe yazardık. Şimdi bana haftada bir voleybol sayfası vermiyor Fotomaç gazetesi, Fanatik gazetesi, Fotogol gazetesi, Fotospor gazetesi! Hepsi futbol ve İddaa gazetesi olmuş. Böyle bir ortamda voleybol milli takımının böyle bir başarıya ulaşmış olması hakikaten mucize...
* * *
HÜKMEN MAĞLUP SAYILMALI
Samsunspor-Mersin İdmanyurdu maçında konuk ekibin antrenörü Yüksel Yeşilova bıçaklandı. Herkes için büyük bir şoktu. Ardından aile içi bir hesaplaşma olduğu ortaya çıktı ama saha içinde olması statlardaki güvenlik zaafiyetini ortaya koyması açısından önemliydi. Nasıl bir uygulama yapmak gerekiyor? Samsun'un sahasında oldu ama olay Mersin'in hocasıyla ilgili...
Bu olay federasyonu üzecek. Tam bir sakal-bıyık durumu... Mersin'in iç işi bile değil. Aile içi bir olay için Samsunspor'a niye ceza verilsin? Verirsen adalet duygusu zedelenmez mi? Bıçak stada nasıl girdi, bıçaklı adam sahaya nasıl girdi? Bundan sorumlu olan Mersin değil, bundan sorumlu olan Samsun!.. Demek ki Samsunspor, gereken güvenlik önlemlerini almamış.
Demek ki Samsun'da sahaya çıkan herkes ölüm tehdidi altında! İster kan davalısı olur, ister sana illet olan bir fanatik taraftar olur, ister başkası olur. Bu yüzden Samsun'a ceza verilmeli... Ceza verilmezse adalet duygusu zedelenir.
Federasyon hangi kararı alırsa alsın, muhakkak eleştirilecek. Ama bana sorarsan; mutlaka Samsun'a ceza verilmesi lazım ki 'Eli bıçaklı adamlar sahaya girer mi!' diye düşünmeyelim!..
Bu ceza para falan da değil... 'Hükmen mağlubiyet' cezası olması lazım. Benim kanaatim odur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.