26 Mayıs 2010 | Çarşamba

Messi'den neyi eksik

Milliler, Hiddink ile ilk maçında etkili bir futbol ortaya koydu ve rahat kazandı. Bu hoca değişikliğinin getirdiği bir motivasyon mudur? Geçen hafta konuştuk, "Turistik bir gezi" demiştim ama çok hoş maç oynadı bizim takım.
Dilerim Adnan Polat ve Haldun Üstünel, Arda'nın nasıl oynadığını seyretmiştir. Benim Arda ile Messi'yi mukayese etmeme dahi tahammül edemeyip benimle alay etmeye kalkanlar o maçtaki Arda'nın Messi'den neyinin eksik olduğunu ve neyinin fazla olduğunu inşallah görmüşlerdir.
Rijkaard efendi Arda'yı nasıl öldürdüğünü ve bir başka Hollandalı'nın onu nasıl dirilttiğini görmüştür. Adnan Polat, Rijkaard'ın ve Arda'nın ne olduğunu, hiç ihtimal vermiyorum ama inşallah anlamıştır.
Önemli bir maçtı, mesajları açısından ama bu mesajları alan var mı; bilemiyorum.
Adnan Polat o gece ekranın başında mıydı; ondan dahi şüpheliyim. Bana "Maçı seyrettim" derse alnından öperim.
Bu arada tekrar mesajımı söylüyorum: Rijkaard büyük olasılıkla kalıyor Galatasaray'da, Arda'nın aklı varsa gitsin. Futbolcu kalmak istiyorsa gitsin çünkü biter. Rijkaard ile bu Galatasaray'da kalırsa biter. -

Galatasaray Ali Turan'ın ardından Beşiktaşlı Serdar Özkan ve Mehmet Batdal'ı transfer etti. Sarı-kırmızılı ekip pahalı transferlerden ziyade gençlere yatırım yapacak gibi görünüyor.
Bu transfer politikasını doğru buluyor musunuz?

Galatasaray'ın yerli politikası doğru. Galatasaray iyi takım olmak istiyorsa, Avrupa'da başarılı olmak istiyorsa iskeletinin Türk futbolculardan kurulması lazım. Aziz Yıldırım'ın bol para dağıtıp, paralı askerler yapma teorisi işte çöküyor her sene... Yine de çökecektir. Evvela kendi adamlarından iskelet kuracaksın, çok iyi yabancılarla da eksiklerini tamamlayacaksın. Galatasaray'ın sistemi doğru.

MOURINHO LİDER

Mourinho'lu İnter, Bayern'i geçip Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kupasını da müzesine götürdü. Bayern final maçında topa büyük oranda sahip olmasına karşın, kazanan oyunu kendi sahasında kabul eden İnter'di.
Topa sahip olmakla, topu oynamak çok farklı şeyler. Hep bunu söylüyorum; 'hazırlık pasları' diye aptalca bir iş var. Topu kendi yarı sahanda oynuyorsun, İnter ve Mourinho; bıraktılar Bayern Münih'e. Üstlerine de gitmediler. Şu istatistiğe bakmak lazım: Yüzde 66 Bayern Münih, yüzde 24 İnter ama etkili alanda kaç defa bulunmuş Bayern, kaç defa bulunmuş İnter? Bayern, Mourinho'nun istediği gibi oynadı.
İki takım arasında iki gömlek fark vardı.

Şampiyonlar Ligi final maçında ilk 11'de hiç İtalyan oyuncu yoktu İnter'de. Yıldırım'ı destekleyen bir argüman mıdır bu sonuç? Şu var; Avrupa'daki futbolda paralar çok büyük.
Kazanacakları parayı bir düşünün. Şampiyonlar Ligi primi bir servet. İnsan forma aşkı ile oynar, servet için de oynar. Bir de tabii böyle bir paralı askerleri bir araya getirdiğin zaman para için oynayan adamları bir araya getirdiğin zaman onları takım yapmak çok zor. Orada lider lazım.
Mourinho bu liderlerden biri. Adamın başarısı orada. "Ben paralı askerleri de bir takım yapıyorum" diyor ve yapıyor. Tesadüf değil, gittiği her yerde yapıyor. Ama Fenerbahçe'de o toplamaları takım yapacak adam yok. Galatasaray'da o toplamaları takım yapacak adam yok.

* * *

EFES KAPANMAZ
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun hazırladığı taslak yürürlüğe girmesi halinde yıllardır Türk sporuna hizmet eden Efes Pilsen kapanacağını açıkladı. Bu tasarıyla ilgili neler düşünüyorsunuz? Ben ona ihtimal dahi vermek istemiyorum. Tekrar söylüyorum; ihtimal dahi vermek istemiyorum. Bu bir yönetmelik çünkü. Yönetmelik olması şu; Anayasa Mahkemesi'ne dahi ihtiyaç yok. Danıştay'dan döner. Ama öyle ümit ediyorum ki Recep Tayyip Erdoğan iktidarı bu tasarının çıkmasını önleyecektir. Bu taslağın yürürlüğe girmesi sadece Efes Pilsen'in kapanması değil. 'İstanbul'daki en azından bütün özel tiyatroların kapanması' demek. Efes Pilsen kadar sanat ve kültür desteği yapan bir kuruluş Türkiye'de yok. Her tiyatro devletten fazla Efes'ten yardım alıyor. Efes müzik festivalleri düzenliyor. Efes tiyatroya, sinemaya ödüller koyuyor. Efes, Türkiye'nin en büyük kültür ve sanat destekçisi. Üstelik bira dünyanın hiçbir yerinde alkollü içki kabul edilmiyor. Bira dünyanın bütün büyük spor organizasyonlarında en önemli sponsorlardan bir tanesi. Kalkıyorsun gidiyorsun Olimpiyat'a, Dünya Kupası'na, kalkıyorsun gidiyorsun Dünya Atletizm Şampiyonası'na bir bira firması muhakkak baş sponsor. Sahanın kenarında boydan boya isimleri var. Basın merkezine gidiyorsun, on bin tane gazeteciye her gün bedavadan veriliyor, ediliyor. Ve bira sporcunun içkisi. Sporcusunu bira içerken gören hiçbir antrenör itiraz etmiyor. Bira alkollü içki de kabul edilmiyor, dünyanın hiçbir yerinde bizden başka. Şimdi bu da yetmiyormuş gibi biranın kültürle, sanatla ve sporla ilişkisini kesmek için hazırlanan yönetmelik 'ya çıkmaz ya da Danıştay'dan geçmez' diye düşünüyorum. Bunun için de Efes'in kapatılabileceği düşüncesine dahi girmek istemiyorum. Böyle bir yönetmeliğin çıkması Türkiye'nin 'karanlık günlere girmesi' demek. Çok önemli bu.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor