Aşk yürek ister!
- 12 Mart 2025 | Çarşamba
Fenerbahçe'nin ligde "BAY" olduğu bir haftada Galatasaray'ın kazandığı 3 puanla farkı açtığını farz etmesiyle oynanan futbol arasında bir yığın çelişki var. Alanyaspor'un takım olma özelliklerini yitirdiği maçta bile zorlanan bir liderin, "merhaba derken elveda" filminin çekimlerine devam ettiği apaçık ortada. Çünkü sadece puan kayıpları değil saha içindeki uykulu hali değil miydi Fenerbahçe'yi uyandıran?
Galatasaray'ın Alanya'da özellikle ilk yarıda takımın dizilişinde de sorun vardı futbolcularda da. Okan Buruk "teorik hesaplar" peşinde dolanırken, sahada ayakları birbirine dolanan bir dolu futbolcu. Çoğu da şampiyonluğa oynayan bir takımın oyuncuları olduklarını hatırlamak istemedi. Orta alanda üretim sıfırlanırsa 3 santrforla oynasan ne fayda!
Morata ve Osimhen arasındaki kalite ve düşünce farkı çok şeyin yansıması. Morata'ya baktım da sahte faul yatırımcısı olmuş. 3 maçta çözmüş! Nasılsa futbol sahalarımız yatakhane! Yunus Akgün'ün penaltıya balıklama atladığı bir pozisyon var ki, bu pozisyonlar yüzünden rakip takım sahadan çekildi de bunların hiçbirinin kulakları çekilmedi! İstiridyedeki inci Osimhen. "Sahadaki anıtlar, bir takımın neden kazandığını kanıtlar" cümlesinde özne de fiil de yüklem de Osimhen. Kiralık oynadığı takımda her maça yüreğini koyan bir adamın aşkına diğerleri "yabancı" kalıyorsa, Galatasaray'ın gelecek maçlarda başına dert alma ihtimali büyük. Bu futbolla 4 puan fark dediğin kuş gibi uçup gider!
Beşiktaş'ın Gaziantep karşısında kaybetmesinde hem kendi futbolcularının hem rakibin ustalığının ama ille de hakemin yan etkileri vardı. Gaziantep'te Selçuk İnan takımına aşıladığı sükûnet ve direncin karşılığını aldı. Ama maçın hakemi Zorbey Küçük'ü işaret etmeden olmaz. Beşiktaş'ın yediği ilk golden bir dakika önce Gaziantepli Ogün ikinci sarıdan atılmalıydı. 70'inci dakikada Immobile'nin rakip ceza alanı içinde güreş pozisyonunda yere indirilmesine seyirci kalanlara baktım da VAR ne için VAR, kimin için VAR? Böyle bir pozisyon Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarında olsa yer yerinden oynar. Herhalde hakemlerin hala Beşiktaş'la alıp veremedikleri bir şeyler VAR!
Neredeyse küme düşmüş Hatayspor'a kendi sahasında yenilen Trabzonspor, bu sezon ne çok şey kaybetti. Liderle arasındaki "facia puan farkından" geçtik, şimdi küme düşme hattındaki takımlarla arasındaki puan farkına bakıyoruz. Bu sezon deplasmanda bir maç bile kazanamayan takımın kendi sahasındaki duruşu da sekteye uğradıysa, bütün mesajlar net ve açık olmalıdır. Takım olmanın sırrı imece ruhudur birbirine tutunmaktır. Bunu ıstırap olarak görenlerin takımda yeri yoktur, olmamalıdır da. Sahada kaybetmek önemli değil ama ruhunu kaybetmek var ya onun tedavisi yok. Ve bundan sonraki maçların büyük sıkıntı yaratmayacağının da garantisi yok.
Futbolumuzun asıl meselesi para merkezli sistemde adaletin ve asaletin yok olması. Kara para kasaları kulüplerin içine sokulurken neden kimlik kontrolü yapılmadı? Parasından başka hiçbir şeyi olmayan adamlardan neden ciğer filmi istenmedi? Bahis baronları şişirilmiş balonların gazlarını mı dolduruyor? Hepsi de aynı adreste buluşurken, kapıyı açık buldular da "çalmadan" girdiler öyle mi? Hadi kandırın beni! İnsanlığın ve sportmenliğin kara para kasalarından, bahis baronlarından ve hala sorgulanmayan dolandırıcı kabadayılardan değerli olduğuna inandırın! Hadi kandırın beni! Kalpazan duyguların medyaya hakim olmadığına inandırın! Sıkıysa!