Yıldızlı anons!
Antalyaspor karşısındaki Fenerbahçe'nin istediğini almak gibi bir gücü de vardı isteği de. O yüzden kazanmayı hak etti. Ayrıca Antalya'da sihrini gelecek maçlara saklayan anonsun sinyalleri de vardı. "Kusura bakmayın geciktim" diyen futbolcu değişimleri de.
Ne kadar istekli görünse de Antalya'daki Fenerbahçe'nin ilk yarıda bindirme hızında sorun vardı. Orta alanda Amrabat'la gelen oyuna genişlik kazandırma duygusuna diğerleri eşlik etmedi. İkinci yarıda Fred'in oyuna girmesinden sonra "tanıdık Fred" sahneye çıktı ve Fenerbahçe'nin ön bölgedeki baskısının ilk sebebi oldu. Tadic ilk kez takımını kurtaran adam pozisyonu aldı. İlk goldeki vuruş ustalığı, ikinci goldeki asisti onu gecenin adamı yaptı. Gecenin sonuna da "bana da bu yakışır" notunu bıraktı.
Mourinho'nun maçı izlerken kendini kaybettiği sahnelere bakıyorum da bir yanı çok kritik pozisyonlarda hakemlere asla güvenmediği gerçeğinin yansıması, öbür yanı kaybetmeye tahammül edemeyen teknik adam duruşunun çizgiyi aşması. Yine de nezaketini koruduğunu düşünüyorum. Çünkü bizler ne bitirimler gördük, hakemler sarı kartını gösterirken bin dereden su getirirlerdi de hatta "susadın mı ağam?" diye su getirmedikleri kalırdı. Antalya'da Dzeko'nun verilmeyen bir penaltısı var. Ekran başında VARsayılan hakemler her biçimde YOKlanmalı. Eğer maç berabere bitse bu pozisyon üzerinden yangın çıkardı. Gel de Mourinho'yu yargıla!
Haftanın trendi; Kasımpaşa. Galatasaray, Kasımpaşa önünde 3 golle öne geçince önce kendini kaybetti, sonra da 2 puanı. 3 farkla öne geçmenin avantajını kendi kafalarına göre bertaraf edenlerin, kazanmanın tarafında oldukları söylenemez. Buna öncelikle teknik direktör ve bütün futbolcular dahildir. Bazen kapıyı açarken kilidinde paslanır dil. Birilerinin egolarına yenilmesidir! Bir futbolcunun oyundan alınmasıyla kadronun yerle bir olduğu mazeretine sığınmak da ucuz savunma biçimidir.
İkinci yarıda Galatasaray'ın gol için tek hamlesi bile yoksa, maçtan önceki "garantili galibiyetin hikayesi" yanlış yazılmıştır. Kasımpaşa'nın olağanüstü beraberlik hikayesi de alın teriyle ve mücadeleyle yazılmıştır. Eğer oynanacak 5 dakika daha olsa Galatasaray elinde kalan o tek puanı da kaybederdi. Not: Takımlar sadece puan kaybettikleri zaman değil futbol sihrini kaybettikleri zaman da borçlanırlar. Özellikle de sezon sonu hesaplarına!
Ligde dikkatimi çeken takımlar içinde Başakşehir başı çekiyor. Futbolun dışına çıkmayan, kendini kaybetmenin alanına girmeyen Çağdaş Atan'ın bu sezon hedefi büyük olacaktır, çünkü her biçimde hak ediyor. Arda Turan, Eyüpspor'da önemli işler yapıyor. Arda'nın futbol bilgisinin ve zekasının teknik adamlıkla "nasıl uyuştuğunu" görüyorsak, gelecek zamanlarda öne çıkacak bir Arda Turan gerçeğine de hazır olalım. En büyük şaşkınlığı Rizespor'da yaşıyorum. Dirençli bir takımın bu kadar çok yenilmesi şaşırtıcı. Eğer ilişkisi kesilmezse İlhan Palut takımı yoluna koyacaktır. Doğru adamlar bazen talih sorunu yaşar ve sadece gecikirler. Samsunspor'u da ligin en zorlu takımlarından biri olarak görüyorum. Mücadelesi ve kazanmaktan zerre kadar sapmayan duygusuyla düşme potasında adı bile geçmeyecektir. Teknik Direktör Thomas Reis ile takımın kaptanı Zeki Yavru yaratıcılığın ve işçiliğin iki özel temsilcisi. Zeki Yavru'yu yıllardır izliyorum da bir kere bile alın terinde ve mücadele gücünde
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.