Hatırla Sevgili

Hakkı Yalçın hakki.yalcin@fotomac.com.tr

Yarın derbi var. Her zamanki sorular yolumun üzerine çıkıyor; "derbi ne olur abi?" Soruların öznesi sonuç üzerine. Futbola değer yüklemek kimsenin pek umurunda değilken, "cinnete davetiye bastırılmasın yeter" demekle yetiniyorum. Kaçınılması gerekenleri kucaklamak devri bitti, son yıllarda derbilerde rekabeti gölgede bırakan gerçekler tercih sebebi. Kazananın alkışlandığı kaybedenin kendini kaybetmediği derbi görmek bu topraklarda sadece ütopya artık! Topun oyunda kalma süresiyle çirkinliklerin ayakta kalma süresi arasında kaybolan zaman, hakemlerin ve futbolcuların kaliteden çaldıkları zaman. Ne yazık ki herkes aynı sofrada!
Teknik adamların cesareti bu derbinin sonucunu belirleyecektir. Geçen sezon iki teknik adam tarafından Saracoğlu'nda kurgulanan "beraberlik varyetesi" Fenerbahçe'nin belki de şampiyonluğunu götürdü. Galatasaray'ın beraberliğe oynaması doğaldı da o stattaki beraberlik Fenerbahçe'nin kendisine yenilmesiyle eşdeğerdi. Daha ligin başı her şeyin telafisi var gibi görünse de her zaman söylerim, "sezon başında kaybedilen 2 puanın bile aslında kaç puan ettiği en iyi biçimde sezon sonunda hesaplanır!"
Üzerine ateş diye yazılınca kağıtlar tutuşmuyor. Ama Google'a Mourinho diye yazılınca hangi kulüpte olursa olsun rakiplerin etekleri tutuşurdu. Ne yazık ki Mourinho hala kendisindeki sihri açığa çıkaramadı. Büyük hocalar maçı okur, şifreler kırılınca kendileri okunur. Mourinho, Fenerbahçe için Galatasaray maçının neler ifade ettiğini herhalde biliyordur. Maçların sonunda Galatasaray'a laf atmakla, sahada kazanmak arasında farklı bir Mourinho görmeyi bekliyorum. Aynayı parlatmak için gösterilen çaba aynanın karşısındaki şahısları parlatmaya yetmiyorsa, Morunho için o sihir de Galatasaray maçını kazanmakla kabul görür!
Oynanmamış maç üzerinden futbolcuların gösterecekleri performanslarla ilgili yorum yapmak haddimize değil. Tabii ki Maximin ve Osimhen gibi özel adamlardan beklentiler fazla olacak ama sonucu orta alandaki mücadele belirleyecek. Kim kazanır sorusunun cevabı; kim daha çok isterse ve yüreğini sahaya koyarsa o kazanır.
Bu ülkede bir şeyler gitmiştir. Zamanın götürdüklerinin sırrını çözmeye çalışırken kendimize kilitleniriz de halimizi ne anahtar bilir ne kilit. Söküğümüzü kendimiz dikeriz. Ne iğne bilir ne iplik. Ama şunu da biliriz ki; futbol topunun futbolculara insanlık dersi verme ihtimali, futbolcuların birbirine el verme ihtimalinden bin kere yüksektir. Eskiden derbi maçları Sadri Alışık filmlerinin masumiyet hissini uyandırırdı. Ne acıdır ki artık hiçbir Galatasaray-Fenerbahçe derbisi sarmaş dolaş bitmek zorunda değil. Nefret ve şiddet iklimi iki takımı da bugünlere getirdi. Ne konuştuğunu bilmeyen yöneticiler, sosyal medyadaki beslemeler ve linç devriyeleri böylesine itibar görürken kim tutar kötülüğü?
Bizim ömrümüz birilerini zarafete ve asalete davet etmekle nihayet bulacaktır. Futbol sadece futbol değilse, futbolun içinde insani duygular da mevcutsa, "neredesiniz beyler?" demekten hiç vazgeçmeyeceğiz. Bizim 60 yıl önce postaya verilmiş de şimdilerde bile elimize ulaşan tebrik kartlarımız var, özenle sakladığımız eski 45'liklerimiz. O zamanlar öğrendik; vicdanlar insanın kara kutusudur para kutusu değil. Bizler 'Hatırla Sevgili' şarkısını sevdik, 'Samanyolu'nu. Finali kutsal annelere uzanan 'Şinanay'ı değil.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.