Tehlikeli oyun!
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 28 Mart 2024, 21:06:01, Güncelleme: 29 Mart 2024, 06:50:09
Kocaman adamlar yalan söylerken, iki kulüp arasında nefret tohumları ekilirken hasat zamanı yakın. Şiddete askıntılık etmenin de adaletsizliği "kaydetmenin" de bir bedeli olacak. Bu tehlikeli oyunda kapıları şiddete açanların aklından geçenleri biliyorsak, gördüklerimiz gerçek görmediklerimiz daha gerçek! İki final var, o maçların sportmenlikle tamamlanma ihtimali yüzde kaç? Yürek bayraklarını dalgalandırmak yerine şiddeti göndere çekmektir futbol.
Kötülüğün bu kadar hak sahibi olduğu bir zaman dilimini hatırlamıyorum VAR kayıtlarında görüyoruz ki ülkenin en güvenilmez insanları hakemler. Bir kez daha soruyorum; "Ruhlarını pozisyonlara satan adamların futbolumuzda ne işi VAR?" Cevap YOK! Bir şampiyonluk mücadelesine bu kadar kir bulaştırmakla futbolumuzu adaletten uzaklaştırmak arasında "kan gövdeyi götürsün" istiyorlar herhalde. Taraftar tepkisine ve çıkarlarına göre penaltı icat edenler kendi sırlarını açık ederken, bizdeki mide bulantısının geçmesini bekliyorlar öyle mi? Haksızlığı boynuna kolye yapanların yüzünün kızarmamasıdır futbol.
Bakmayın isyankar hallerine yöneticilerin de hakemlerden hiçbir farkı yok. Nasıl olursa olsun şampiyonluk duygusunu bu topraklarda canlı tutanlar öldürdükleri değerleri bile pazarlıyorlar. Çünkü bir şeyleri kaybederken taraftarı kazanmak için tribüne oynama metotları yöneticiliğin en aciz çıkış yoludur. Kendileri gibi düşünmeyenleri ortadan kaldırmakla adaleti ayağa kaldırmak arasındaki çelişkinin sorgusu bu topraklarda mevcut değildir. Başı sıkışınca sözde adalet isteyenlerin kısır döngüsü, ganimet avcılığının en büyük övgüsüdür futbol.
Futbol medyası diye bir şey kalmadı. Toplumu kışkırtmak üzerine yoğunlaşan muhabbetlerin amacı popülerliğin getirisinden beslenmek. Teknolojinin bu denli etkili olduğu bir zaman diliminde "sözde gelişme" sağlandı da pişpirik oyunu hala satrançtan değerli. Pazara çıkarılan ipliklerin bile toplum nezdinde itibarı varken, her yıl sosyal medya mezbahalarında aktif rol oynamaları için binlerce trol beslenirken, gerçek gazeteciliğe kimin ihtiyacı olabilir ki! Her yolu mubah sayan barınak, kestikçe uzayan kirli bir tırnaktır futbol.
Bazen "siyah-beyaz güzellikler için keşke maziye kesilse biletler" diyorum da hangi yaralı kuş dönmüş geriye? Hak yemenin iyilik yapmaktan daha değerli olduğunu öğreten evrim projesi amacına ulaştıysa bizlerin hatırlattığı o güzel insanlar kimsenin umurunda değildir. Haksızlığın geri tepme gücü haksızlığı alkışlama ekiplerine yeniliyorsa, bizim yazdıklarımız köre adres soran sağır ve dilsizin çaresizliğidir. Olsun! Bir yazarın en büyük güvencesi okurlarının zekasına ve vicdanına olan inancıdır.
Bu kadar kargaşanın içinde pırıl pırıl bir adamı sürekli gündemde tutuyorum. U19 Milli Takımının Teknik Direktörü Soykan Başar'ı. Midyedeki inci. Tarihinde ilk kez U19 Milli Takımı'nı finallere götüren bir teknik adam, böyle bir sevinci ülkesine yaşatırken, yetiştirdiği gençlerle, bilgisiyle ve adamlığıyla futbolumuzun geleceği olacağı kesin. O yüzden kirli düdüklere, yalancılara ve insanları birbirine düşürmek için var güçleriyle çalışanlara sesleniyorum! "Lütfen sesinizi kesin!