Hafıza kaybı!

Karagümrük karşısında Fenerbahçe'nin "yeniden başlangıç" testinin pozitif çıkmasını bekliyordum ama gördüm ki takımda futbolun hafıza kaybı sürüyor. Karagümrük maçında 3 puan kazanç sayılsa da futbol olarak soru işaretlerinin çengeline asılan çok şey var. Belki de futbolun yeniden programlanması gerekiyor, boş gözlerle izlemek yerine.

Herkes takımda olmayanları futboldaki azalmanın sebebi sayıyorsa, Tadic'in varlığının Fenerbahçe'nin yokluğuna armağan edilmesine ne deniyor? Tadic top ayağına geldiğinde bile oyunu ciddiye almıyor, topla buluşmak için çok çaba da harcamıyor. Elleriyle tribünlere gaz verdiğini görüyoruz da boş koşularda ara ki bulasın. Bir futbolcunun iki gol atması sadece ambalajını süslemeye yarar, ya da göz boyamaya. H H H
Dzeko'nun kendine özgü gerçeklerin uzağında kalmasının açıklaması belli. Ya bedeni emeklilik sinyalleri vermeye başladı ya da konsantre sorunu var. Maça ruhu da bedeni de yorgun başlayan biri için diyecek başka bir şey yok. Fenerbahçe'nin Karagümrük karşısında kazandığı 3 puanın tek gerekçesi varsa o da İrfan Can Kahveci'dir. İki golde de başoyuncu, maçın ikinci yarısında karnesi baştan aşağı pekiyi olan tek oyuncu. Sonuç olarak, Fenerbahçe'nin 10 maçlık harika serüveninin tedirgin edici gerçeklerle yer değiştirmesinin önüne geçilmesi zorunlu. Çünkü küçük ayrıntıları dikkate almayanlar büyük yanılgılar yaşamaya mahkumdur.

Galatasaray, Alanyaspor karşısında sezonun en baskılı futbolunu oynadı. İç içe geçmiş yıldızlar takımı hem futbol hem de skor olarak geceyi aydınlattı. Maçın yıldızını Mertens olarak işaret etmeliyiz. Fiziksel olarak yeterli görünmediği maçların aksine bu kez her şey yerli yerindeydi. Zaha maç boyu bileklerinin sihriyle çok fazla oyalandı ama attığı golle "benim ayaklarımın kalbi de var" imzasını attı. İcardi çocuklar için tanıdık melek. Attığı golden önce direkten dönen bir topu var, o pozisyonda rakip tarafından itildiği halde kendini yere atmadı ve devam etti. Icardi klip çekmiyor, rakibini pozisyonun içine çekerken meselenin ahlaki boyutunu öne çıkarıyor. O yüzden bu kadar saygı görüyor. Unutulmasın ki her meslekte insan kalitesini yetenek kalitesinin üzerine çıkaranlara "adam" deniyor.

Beşiktaş'ın ilkel oyun anlayışıyla, kendini bulma savaşı arasındaki ikilemler sürüyor. Rıza Çalımbay'ın bu konuda çok şeyler yapabileceğine inanıyorum. Samsun'da kazanmak kolay değildi. Hava şartlarını ve Samsunspor'daki iyiye gidişi de hesaba kattığımız zaman ekstra 3 puan. Takımın forvet hattında sorun var, Gedson'da bitmişlik sendromu yaşanıyor ama Mert Günok'un takımdaki varlığının ne çok şeyin sebebi olduğunu söylememiz gerekiyor.

Futbolda herkes adalet bekliyor da gerçekten adil olan insan sayısı o kadar az ki! Herkes heykeltıraş bekliyor da kendilerini yontması gereken insan o kadar çok ki. Kötüyü örnek alanların bol olduğu bir memlekette, her yazının sonunda bir şeyleri hatırlatmakla sadece hırsımızı alıyoruz. Yaygaracı beylerin kıyak bir pozisyonda süt dökmüş kediye dönüşmesi, hakemlerin mangalında pişenlerin ağaların tabağına düşmesi ve bankalarda arkadaşlarını dolandıranların bile yasalar önünde korunması kanımıza dokunuyor.