Çok eskiden!
Fenerbahçe ve Galatasaray kulüp başkanları arasındaki gerginliğe bakıyorum da kimseden romantik tepki beklemiyoruz elbet. Ama böyle atışmaların toplumsal gerginliğin önünü açtığını söylemekle yükümlüyüz. Futbol gelişmiş ülkelerde sanat yerine geçerken, bizde sistemin aroması hep kavga mı olacak? Bu kontra ataklardan bıkılmayacak mı?
Rakip kulüp başkanına "hayvanlarla hayvan olmayız" diyen kulüp başkanlarını da gördük, tribünden atlayanları da. Kulübünün içini boşalttıktan sonra, kendisine "paralar nerde?" diyenlere "sen mi kazandın?" diyen firari bir başkanın Bodrum'daki otelinden el salladığını da gördük. Kimsenin üzerini silkelediğini görmedik. Konu hakem olduğunda, "ganimeti reddetmek en büyük asalettir" dedik de hangi başkan bu cümlenin altına imzasını attı? Hiçbiri gerçek adalete parmak kaldırmadı, sadece taraftarları ayağa kaldırmayı düşündü. İki başkanın bir araya gelemediği bir ülkede, "başkanların Türk futboluna zararları konusunda bilimsel bir panel" düzenlesek kaç başkanlık katılım olur zannediyorsunuz? H H H Yıllardır sazlar da değişmedi sözler de! Bir pozisyonda ortalık yangın yerine çevrileceğine biraz da karanlıklar için kibrit çakılsa. Futbol insanlık katında güzel olsa, her çocuk maç izlerken kendini bir masalın içinde bulsa. Kudretini göstermenin zarif yolları bulunsa. Başkalarının canı yandığı zaman susanlar, kendi canları yandığı zaman heybetli naralar atmasa. Tutukluk yapanlar düşüncelerini yenilese, rakibin elini sıkarken kaybetmenin de futbola dahil olduğu bilinse. İşte o zaman Türk futbolunun marka değerine yatırımdan söz edilebilir. Yoksa kulüpleri batırmanın eşiğine getirenlerle sadece gözyaşı kanalları dolar, H H H Avrupa'da genç futbolcuların en az oynatıldığı futbol ülkelerinden biriyiz. Çünkü günü kurtarmak daha önemli! Buna karşılık Hollanda'da bir araştırma yapılmış, araştırmaya göre "Türkiye Süper Ligi huzurevi!" Futbolumuza hiçbir şey katmayan yaşlı yabancıların aldıkları para ve buldukları ortam, bu tanımlamaya gerekçe olarak gösteriliyor. Kulüplerimizde pırıl pırıl yerli gençlerimiz varken, "önce yabancı bataklığından çıkmanız gerekiyor" diye yıllardır yazıyoruz da ne oluyor! "Altyapıya değer vermeyen üstyapıya çuvalla para verir" cümlesinden nasibini alan var mıdır sanıyorsunuz? Yaşlı ve kalitesiz yabancılara milyonlarca dolar verilirken, başkanların yalanlarını açığa çıkaran duruşlarına neden değer verilmiyor? Futbolda ayakları yere basmayanlar ya hava basmayı sever ya da menajerlere para basmayı! O yüzden yabancıların "albenisine" kapılanların gözlerini kendilerine açmasını beklemek nafile bir uğraştır. Çünkü onlar gerçeklere de yabancıdır! H H H Bizler yabancısı değiliz eski güzelliklerin. Geçmiş yılların zarif başkanlarını izlerken görüyoruz ki mazinin büyülü bir sıcaklığı varmış. Şimdiki zamana bakıyorum da eleştiriler sadece düşünce israfı. Oysa denize atılan şişenin içindeki mesajlar bile adresini bulurdu. Ekiden çok eskiden!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.