Akıl ve cesaret!
Pazar gecesi Fenerbahçe'nin teoriden pratiğe geçecek hali de yoktu, Galatasaray'a direnecek gücü de. Kendi stadında bir esaret fotoğrafı.
Bütün sırları ifşa edilmiş takımda tüm futbolcular "istirahate buyurdular!" Savunmada rakibi tahrik eden boşluklarla daha farklı bir yenilgi bile kaçınılmazdı da o farktan şans eseri kurtuldular.
H H H
Bu yenilgiyi ambalajlayan adamın adı Jesus'tur. Maçtan sonra "bir maçı daha 11 kişi tamamlayamadık" diyerek üstü kapalı mazeret üreten adam!
Crespo'nun sahte faullerine sakız çiğneyen, İrfan Can Kahveci'nin attığı zalim tekmeye göz atmayan, takımı sahada ezilirken kılını kıpırdatmayan adam!
Fenerbahçe elbette her zaman bu kadar kötü futbol oynamayacaktır ama bazı gerçekler galibiyetten de şampiyonluktan da değerlidir.
O yüzden bizler sadece skora değil dekora da bakıyoruz. Maçları 11 kişi tamamlayamayan disiplinsiz takım gerçeğine mesela!
H H H
Galatasaray, Saracoğlu'nda liderliğin yakasına sarı kırmızı çiçek tutuşturdu. Sarı direncin rengiydi kırmızı inancın.
Çağdaş futbol motifleri içeren görüntüler, geniş açılımlar, ruh sükuneti ve güvenli duruşun tüm halleri. Oyunu genişletmek, dönen topları saldırı hamlesine dönüştürmek sadece Galatasaray'daydı.
Kazanmak yürek ve cesaret işidir.
Liderlik de heves değil tutkudur.
H H H
Bu galibiyetin mimarı Fenerbahçe'yi iyi okuyan ve kazanmak adına bütün hesaplarını ortaya döken Okan Buruk'tur.
Koca yürekli Barış Alper'in vereceği mücadeleyi Gomis'e tercih eden, Saracoğlu'nu korku meydanı değil zafer alanı olarak gören Okan Buruk, bu galibiyetle teknik adamlıktaki doktorasını da vermiştir.
İcardi'ye gelince, özel adamların sahada kaç dakika kaldıklarının önemi yoktur.
Futbol sanatçıları için bazen bir pozisyonda bile resital yazılır.
H H H
Sevgisiz insanlar için de bir pozisyonda zalimliğin kitabı yazılır.
İrfan Can Kahveci'den bahsediyorum, rakibine yine o sefil tekmelerinden birini atan adamdan!
Yaptığı hareketten sonra sahadan çıkarken yüzündeki ifadeye baktım, zerre kadar pişmanlık yoktu.
Oysa maçtan önce tribünlerde harika bir pankart vardı.
Fenerbahçe'nin tarihine geçmiş onurlu isimlerin resimleri ve altında koca harflerle; "Çubuklu aşkına!" Yeteneğin ve asaletin simgesi Lefter'in efsane olduğu bir takımda zalimliğin simgesi haline gelmiş İrfan Can Kahveci gibileri forma giyiyorsa ortada bir çelişki var demektir.
Tarihe haksızlık edildiğine de şüphe yoktur.
O yüzden kaleci Altay'a gösterilen tepkinin sahadan çıkarken İrfan Can'a gösterilmesi gerekirdi.
"Çubuklu aşkına!" H H H
Nostaljinin büyülü bir sıcaklığı vardır. Sosyal terbiyenin değerli olduğu yıllar çocukların melekleriydi futbolcular.
Şimdiki pespaye zamanın içinde çocuklarımıza kimi örnek göstereceğiz?
Metin Oktay'ın zarafetini, Lefter Küçükandonyadis'in asaletini, Hakkı Yeten'in şefkatini kimde bulacağız?
Not: Terbiye yetenekten değerlidir.
Dipnot: İnsanı sadece ölüm terbiye etmez, bunu yaşarken başarmak gerekir ama o yürek herkeste mevcut değildir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.