Bir atlı gelir!
Ligin ilk haftaları soru işaretlerinin çengeline asılan fotoğraflarla doludur. Erken form tutmanın da yan etkileri vardır, geç kalmanın da. Görünen bir şey varsa, yabancılara harcanan çuvalla paranın tam olarak karşılığı yok. Kulüplerden çok uyanık menajerlerin ellerini ovuşturduğu bir transfer mevsimi yaşanmış! H H H Fenerbahçe'nin Kasımpaşa'yı farklı yenmesiyle ortaya koyduğu futbol arasında da doğru orantı yoktu. Aksayan yanlar elbette zamanla onarılır ama bilinen tek şey; Arda Güler'in, yapılan transferlerin tümüne bedel olduğu. H H H Hani kan ter içinde bir atlı gelir dört nala, bir mektup vardır elinde. O mektubun içinde umut vardır, sihir vardır, kazanmakla sağlanacak istikrarın sembolü olmak vardır. O mektubun içinde Arda Güler imzası vardır. Kasımpaşa maçının yıldızı sadece bir mektup değil, sihirli sol ayağıyla iki demet "kasımpatı" bırakmıştır ağlara. H H H Gol atmanın sihri kadar zarafetine de sahip olan bu sevimli delikanlı, geçen sezon yönetimi ipten aldı, tribünleri birleştirdi, bu sezon da sihirli bir yolculuğun en özel ismi olacak. Çünkü Arda Güler o atın terkisinde Fenerbahçe'nin tarihine geçmiş görkemli isimlerin izlerini de taşıyor. H H H Kaliteli oyuncuları sakatlanan Trabzonspor, Kopenhag maçında talihsizlikle direnişin kader birliğini gösterdi. Abdullah Avcı da cesur bir kararla iki yeni yabancıyı bir maçta tanıdık hale dönüştürdü. Danimarka'da atılan bir gol Şampiyonlar Ligi hayaline arka çıkarken, Trabzon'daki maçta tribünler de futbolcular da öne çıkacak, kayaların arasındaki Şampiyonlar Ligi çiçeğini bulup çıkarmak da Trabzonspor'a yakışacaktır. H H H Antalyaspor maçında değişim gösterdiğine inandığımız Galatasaray, Giresunspor karşısında çaresizliğin kuyusundaydı. Bir haftada bu kadar değişim gösteren bir takımın psikolojik bir sorunu olmalı, özellikle Kerem Aktürkoğlu'nun. Bu delikanlının içinde bir şeyler kırılmış olmalı, çünkü ne beyni sahanın ortasındaydı, ne de bedeni. Hele yaptığı bir faul vardı ki, kendini nasıl kaybettiğini o pozisyondan iyi hiçbir şey ifade edemez. Kerem'i kazanmak maçı kazanmaktan bile değerlidir. H H H Maçta suratsız bir hakem vardı ama Beşiktaş, Alanya'da özellikle son yarım saatte felaket biçimde içe dönük oynadı. Bir takım 3 farklı öne geçtikten sonra bir futbolcunun sahadan atılmasıyla ortalıktan toz oluyorsa büyüklüğünü askıya alıyor demektir. Bir teknik adam ikinci yarıda forveti lağvedip savunma moduna geçiyorsa, maçtan sonra yönetimden "hakem bildirisi" değil, futbolculardan ve teknik direktörden "özür bildirisi" beklemek gerekir. Eminim ki Alanya karşısında ikinci yarıda sadece zamanı harcamakla meşgul olan Beşiktaş'ın acizliği taraftarın gücüne gitmiştir. Çünkü en iyi onlar bilir, hiçbir Kartal kanatlarını sahanın ortasına bırakmaz! H H H Hakemlikte yeni yüzler görüyoruz da güçlerini göstermek için bazı pozisyonlardan sonra yaptıkları el hareketleri de yakışıklı değil çirkin mimikleri de. Üstelik yüzde yüz haksız oldukları pozisyonlar var. Varlıklarını kabul ettirmek isteyenler dizi film oyuncusu değil hakem olduklarını bilsin yeter! "Karakterli" dediğimiz türden hakem! Çünkü bizler Yeşilçam filmlerindeki karakter oyuncularını bugün ekranlardaki karaktersiz starlara değişmeyiz!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.