Pencere!
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 31 Ocak 2022, 22:02:02, Güncelleme: 01 Şubat 2022, 06:50:17
Fenerbahçeli dostlarım soruyor bazen, "hala umut var mı?" "Neyin umudu?" diyorum şampiyonluktan falan bahsediyorlar.
"Fenerbahçe takımındaki maç kazanacak gücü sorgulamadan aradaki puan farkının nasıl kapatılacağını zannediyorsunuz?" "Talihimiz yok abi" diyenler var.
Gülümsüyorum, "kaderin rotasını kendi elleriyle değiştirenler, kendilerini değiştirmeyi düşünselerdi çok şey farklı olurdu." Mektubu gönderdiğim adreste alıcılarıyla oynuyor birileri.
Mektuplarım 4 yıldır geri geliyor.
O yüzden her sezon teknik adamlardan biri gidiyor biri geliyor.
H H H
Soru: Fenerbahçe'nin hala santrfor aramak gibi bir ihtiyacının olması kimin icadıdır?
Cevap: Teknik direktörlerine transfer imkanı tanımayanların?
Yumurta kapıya dayanınca bulunan teknik adamlar kırılan yumurtanın yarısının derdine mi düşmeli, sarısının derdine mi?
Cevaplar dört sezondur muamma!
H H H
"Ne olacak halimiz" diye soranlara da "Fenerbahçe şampiyon olamadığı için değil, değerlerine sahip çıkmaktan vazgeçtiği için sorgulanmalıdır" diyorum.
Aziz Yıldırım'ın verdiği mücadelenin yerinde yeller eserken, insanları haklı biçimde eleştirdiğimiz zaman oklar bize çevriliyor. "Başkanın gölgesi olmakla film içinde film çevirmek arasında ince hesaplar yapanlar, Fenerbahçeli kimliğinin sırtından geçiniyor" diye düşünüyorsam duygusallığıma versinler.
Karanlık oyunculara gerçeklerin penceresinden bakmak yoksa, o akıl hocalarına da Fenerbahçe'nin ömründen versinler.
H H H
Nice değerli genci ara transferde kadrosuna katan Trabzonspor'a bakıyorum.
Bugün ligin tepesindeyken bile geleceğe yapıyor yatırımlarını, üstelik altyapısından en çok futbol üreten kulüp olduğu halde.
Trabzonspor medyada bazılarınca şimdiden şampiyon ilan ediliyor ya aslında bir tuzağa çekilmek isteniyor.
O yüzden Abdullah Avcı'nın en kritik maçları kazandıktan sonraki açıklamalarına dikkatli bakıyorum.
"Biz sadece 3 puan kazandık!" Abdullah Avcı, Türkiye'deki futbol şartlarının "ne biçim" işlediğinin de farkında, oyun içindeki oyuncuların kurdukları cümlelerin de.
Ne zaman ki matematik olarak şampiyonluk ilan edilecek ve sahada kolbastıyı görecek o zaman şampiyonluk gerçeğinin varlığından söz edecek. O yüzden bu oyunlara gelmeyecek kadar temkinli davranıyor.
H H H
Çocukluğumda gecekondu mahallesinde evlerin cam kenarında oturup top oynayan çocukları izlerdi, ayakları tutmayan yaşlı bir adam.
Attığımız her golden sonra onun penceresinin yanına yaklaşıp gözünün içine düşerdik.
Çünkü bizleri gözleriyle alkışlardı.
Okuyup bitirdiği klasik kitapları mahalledeki çocuklara dağıtırdı, aydınlık bir gelecek adına.
Şimdi ekranlarda cehaleti ve şiddeti çocuklara enjekte edenlere kaldı meydan.
Üç kağıtçı popülerlik tutkusu ve para bütün kötülükleri güçlendirdi!
Pencere kenarındaki adamın gözlerini okuyarak büyüyenler, kendi çocuklarını bu sistemden korumak için ellerinden geleni yaptı.
Şimdiki zamanda çok konuşup hiçbir şey anlatmayan adamların çocuklar için nasıl bir tehlike oluşturduğunu görürken, onların gözleri pencere kenarındaki suskun adamları arıyor.
Not: Pencere deyip geçmeyin, o pencereler boş adamları bağrına basan televizyonlara bin basar!