Abdullah Avcı
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 24 Ocak 2022, 22:04:49, Güncelleme: 26 Ocak 2022, 11:26:53
Yenik durumdayken sahaya savaşçı bir yürek koymaktır.
Özel futbolcular bile takımda forma giyemez durumdayken sistemi yürürlüğe koymaktır.
Kazanacaksan böyle kazanacaksın!
Pazar gecesi "maçın son çeyreğinde" sandıktan çıkarılmış sihirli bir kartpostal gibiydi Trabzonspor.
Bakesatas'tan fantastik vuruş, Visca'dan avını koklayan zeka.
Gencecik Ahmetcan'dan harika mücadele, kaleci Uğurcan'dan şapkadan tavşan çıkaran duruş.
Herkesin payını eşit ayırdım ama kartpostalın üst köşesine Abdullah Avcı'yı koydum.
Yüreğini futbolculara yufka gibi açan adama.
Abdullah Avcı'nın içindeki insan sevgisini ve futbolcularıyla olan sadakatini bildiğim içindir ki, karlı kartpostalın üzerine simlerle "Abdullah Avcı Türk futboluna verilen ödüldür" diye yazdım.
***
Birileri için başları sıkıştığında her yolu mubah sayan barınaktır, kestikçe uzayan kirli bir tırnaktır futbol.
Bizler sepetlerinden çıkardıkları yılanları oynatanları da gördük, sistemi parmağında oynatanları da.
Güçler dengesinin yarattığı "zorbalık ortamında" futbolun geleceğinin nasıl taciz edildiğini de herkes gördü ama sustu.
Duruşunu değiştirmeyen insanlar bir gün hak ettiği değeri almayacak mı sanılıyor.
O yüzden geçmişte kullandığım bir cümleyi yeniden hatırlatmayı uygun buldum.
"Kuyusunu kazanların yüzünü o kuyudan çıkardığı suyla yıkatan ve boyalarını akıtan adamdır Abdullah Avcı." Boşuna ilginç bir sezon yaşamıyoruz. Abdullah Avcı'yı yakından takip etmenin avantajlarından mahrum kalanların yolda kalmaları sebepsiz değil.
Bakınız; uçurumdaki üç büyükler!
Futbolda adamlığın önü açılıyorsa, Abdullah Avcı'yı örnek alan genç teknik direktörler futbolumuza yeni bir soluk getiriyorsa futbolun da önü açılacak demektir.
***
Fenerbahçe'de özellikle sezonun ikinci bölümlerinde görev alan bütün teknik adamların yönetime hesap sorma hakkı var. "Bu takıma neden bir santrfor almadınız?" Üç aşağı beş yukarı verilecek cevabı tahmin edebiliyorum."O kadar meşguldük ki fırsat bulamadık!" Kararmış umutlara ışık tutmaya çaba gösteren İsmail Kartal'ın "geri dönüşümünden" mucizeler beklemek haksızlık olur.
Ama zar zor kazanılan Altay maçından sonra "şampiyonlukta iddialıyız" diyen İsmail Kartal'a "yönetime oynamayı bırak, sen takımını futbol oynatmaya bak" diyebiliriz.
Sivasspor maçının ilk yarısındaki Fenerbahçe'yi "kötünün iyisi" olarak örneklemekle sakatlanan Novak'ı neredeyse beraberliğin sebebi gibi göstermekle ancak duvarlar boyanır.
Not: Dördüncü sezondayız ve hala Fenerbahçe'nin futbol kalitesini tartışıyoruz.
***
Son 12 maçında bir galibiyet alabilen Galatasaray'da isyanların odak noktası Torrent olamaz.O duvarlar Torrent'ten önceki yağmurlarla çürüdü.
Galatasaray elbette bugünleri aşar ama takımın daha çok dibe düşmesini isteyenler olduğuna da eminim.
Yanlışlara tweet atmakla başkan olmak arasında uzun bir yol vardır.
O yolda "kötü bir insanı kendinden diye korursan bir gün ondan korunmak gerekir" yazar.