Kaygan zemin!
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 26 Ekim 2020, 22:06:01, Güncelleme: 27 Ekim 2020, 06:50:15
Fenerbahçe'nin takım olma yolculuğunu izlerken hala sahaya çıkacak gerçek 11'i tartışmaya devam edeceğiz.
O kadar transferin içinde kaliteli isimler kadar boş adamların "misafirliğe" geldiğini inkar etmeyeceğiz.
Trabzonspor karşısındaki en önemli gerçek; takım yenik durumdayken bile Fenerbahçe'nin kazanacağına olan inançtı.
Bu duygunun oluşmasında yenilmeye itiraz eden takım duruşu kadar, enkaz yığınına dönen Trabzonspor gerçeği de su götürmez bir gerçek.
İşte o zaman takım olma gerçeğini tırnak içine alabiliriz.
Düşünün şu anda takımın en yaratıcı ismi Caner, kalbi ayaklarında atıyor.
Pozisyon gardı olmayan Lemos'un yaratıcılığı da yok gücü de o yüzden rakip forvetlere güç katıyor.
Bütün savunma sorunlarının temelinde "bir adam" yatar!
Gerçekler ayrıntıların içindedir ve bir pozisyon bile çok şey anlatır.
Ve o yüzdendir ki; Fenerbahçe'nin zamana değil yürekli değişime ihtiyacı var.
Bunu da Trabzonspor maçındaki Gustavo'da gördüm.
Maçın 80'nci dakikasında Gustavo sol kanattan harika bir depar attı ve bulunduğu alan bomboştu.
Top Mert Hakan Yandaş'ın ayağındaydı ve o deparın hakkı Gustavo'nun topu önünde bulmasıydı.
Ama Mert Hakan topu kaleye vurdu, ardından da iki parmağıyla bir işaret yaptı. "Gözlerimi yanıma almamışım!" Böyle pozisyonlarda takım arkadaşını görebilen ve emeğin hakkını verebilen adamlara "özel futbolcu" diyoruz. Mert Hakan gibi bencillere de "sıradan topçu" diyoruz.
Not: Mert Hakan gibilerinin aşamadığı kompleksler yıllardır Fenerbahçe'nin en büyük barikatı olmuştur.
Kazalar da böyle gelir.
Otomobilin ne kadar sükseli olsa nafile, bazen de otomobil yoldan çıksın diye yollara kaygan maddeler dökülür, buna da cinayete yataklık denir! O yüzden Fenerbahçe, üzerine oynanan oyunlarla da haşır neşir olmak zorunda.
Bu kaygan zeminde!
Galatasaraylı Babel neredeyse rakibini boğuyordu ama hakem Arda Kardeşler gözlerini kapadı ve o pozisyon golü getirdi.
Peki, VAR neredeydi?
Bir hafta önce "bizim pozisyonlarımızı sağlık taramasından geçiriyorlar" diyen Fatih Terim'in çekim alanındaydı.Hakemleri sağlık taramasından geçirseler çıkacak gerçek ortada; "korkuları YOK olmuyor!" Böyle bir golü Galatasaray yeseydi, Fatih Terim'in cümlelerinin içindeki kanlı bıçaklı harfleri düşünmek bile istemiyorum.
Bu ülkeden Serkan Çınar ve Bülent Yıldırım gibi hakemler geçti, Ümit Öztürk gibi niceleri futbolun kara tarihine geçti. Ne değişti? Hiçbir şey.
Hakemlik adaleti var etmekle değil birilerini yok etmekle "mükellef!" O yüzden sadece haksızlığı vergiden düşmüyor her şehrin diline düşüyorlar.
O kadar transferin içinde kaliteli isimler kadar boş adamların "misafirliğe" geldiğini inkar etmeyeceğiz.
Trabzonspor karşısındaki en önemli gerçek; takım yenik durumdayken bile Fenerbahçe'nin kazanacağına olan inançtı.
Bu duygunun oluşmasında yenilmeye itiraz eden takım duruşu kadar, enkaz yığınına dönen Trabzonspor gerçeği de su götürmez bir gerçek.
***
Fenerbahçe'nin sihri şimdilik duran toplar. Bu duruşa tedbir alacak rakipler her zaman bulunur asıl mesele ikinci golde olduğu gibi yaratıcılıkla atılan goller.İşte o zaman takım olma gerçeğini tırnak içine alabiliriz.
Düşünün şu anda takımın en yaratıcı ismi Caner, kalbi ayaklarında atıyor.
Pozisyon gardı olmayan Lemos'un yaratıcılığı da yok gücü de o yüzden rakip forvetlere güç katıyor.
Bütün savunma sorunlarının temelinde "bir adam" yatar!
***
Ve o yüzdendir ki; Fenerbahçe'nin zamana değil yürekli değişime ihtiyacı var.
Bunu da Trabzonspor maçındaki Gustavo'da gördüm.
Maçın 80'nci dakikasında Gustavo sol kanattan harika bir depar attı ve bulunduğu alan bomboştu.
Top Mert Hakan Yandaş'ın ayağındaydı ve o deparın hakkı Gustavo'nun topu önünde bulmasıydı.
Ama Mert Hakan topu kaleye vurdu, ardından da iki parmağıyla bir işaret yaptı. "Gözlerimi yanıma almamışım!" Böyle pozisyonlarda takım arkadaşını görebilen ve emeğin hakkını verebilen adamlara "özel futbolcu" diyoruz. Mert Hakan gibi bencillere de "sıradan topçu" diyoruz.
Not: Mert Hakan gibilerinin aşamadığı kompleksler yıllardır Fenerbahçe'nin en büyük barikatı olmuştur.
***
Yıkanmış otomobiller iyice kurulanmadığı için üstlerinde kalan deterjanları yola akıtır ve yağmurlu havalarda yerin kaygan olmasının ilk sebeplerinden biri budur.Kazalar da böyle gelir.
Otomobilin ne kadar sükseli olsa nafile, bazen de otomobil yoldan çıksın diye yollara kaygan maddeler dökülür, buna da cinayete yataklık denir! O yüzden Fenerbahçe, üzerine oynanan oyunlarla da haşır neşir olmak zorunda.
Bu kaygan zeminde!
***
Haftanın en çok konuşulan pozisyonu Galatasaray'ın Erzurum'da Emre Kılınç'la attığı golün başlangıcı.Galatasaraylı Babel neredeyse rakibini boğuyordu ama hakem Arda Kardeşler gözlerini kapadı ve o pozisyon golü getirdi.
Peki, VAR neredeydi?
Bir hafta önce "bizim pozisyonlarımızı sağlık taramasından geçiriyorlar" diyen Fatih Terim'in çekim alanındaydı.Hakemleri sağlık taramasından geçirseler çıkacak gerçek ortada; "korkuları YOK olmuyor!" Böyle bir golü Galatasaray yeseydi, Fatih Terim'in cümlelerinin içindeki kanlı bıçaklı harfleri düşünmek bile istemiyorum.
***
Erzurumspor'un canına okuyan Arda Kardeşler'e gelince.Bu ülkeden Serkan Çınar ve Bülent Yıldırım gibi hakemler geçti, Ümit Öztürk gibi niceleri futbolun kara tarihine geçti. Ne değişti? Hiçbir şey.
Hakemlik adaleti var etmekle değil birilerini yok etmekle "mükellef!" O yüzden sadece haksızlığı vergiden düşmüyor her şehrin diline düşüyorlar.