11 Eylül 2020 | Cuma

Akşam sohbeti

Yaşadığım sitenin önündeki parkta pandemi nedeniyle akşamları oturmayı seçiyorum.
Önceki akşam benim yaşlarımda bir adam yanıma geldi, elinde seyyar kamp sandalyesi "oturabilir miyim?" diye sordu.
"Tabii" dedim "buyurun." Sohbetin kapısını sempatik bir gerçekle açtı; "eşim o aptal dizileri izlerken hava almak istedim."

***

Emekli bir İngilizce öğretmeniydi, yüreğinde taşıdığı aşkın rozetini çıkardı gururla, "Fenerbahçeliyim" dedi, "tahmin etmiştim" diye karşılık verdim gülümseyerek.
Eski güzelliklerden söz etti biraz, sonra şimdiki zamana döndü; "nasıl bir sezon bekliyorsunuz?" "Fenerbahçe için farklı bir sezon olacağını düşünüyorum" derken tehlikeyi de işaret ettim.
"Ama Fenerbahçe güçlendikçe saldırı mekanizması da güçlenir!" Yapılan çirkinlikler yüreğimizin tarihine kayıtlıydı.
"Gömlekler yıkandıkça lekeleri kaybolabilir ama belleklerdeki kirler ne olacak?" dedim adam bana eşlik etti.
"Kir bazıları için gururdur!"

***

Masadaki kötülükler dünyasında, bütün sistemi sahada yenebilecek bir takım yaratmak gerekirdi.
"Fenerbahçe öyle bir takım kurdu mu?" diye sordu, "hayır" dedim, "Fenerbahçe sezonu kurtarmanın takımını kurdu." Gemisini kurtaranın kaptan olduğunu en az benim kadar biliyordu adam.
O sırada bahçeyi sulamanın hortumlarını açtı sitenin bahçıvanı.
Yağmura karşı bizi testten geçiriyordu galiba, fırsat bu fırsat çamur akan musluklara ağzını dayayanlardan söz ettik biraz.
Ardından da bir damla gözyaşında kağıttan kayıkları batan çocuklardan.
"Adaletli bir sezon izler miyiz?" diye sorunca güldüm, hakemleri gözüne kestirenlerle adaletin önünü kestirenler arasında yakınlık varken neyin adaleti.
Birkaç hafta sonra yazlıklar kaldırılıp kışlık silahlar çıkacaktı ortaya.
Adalet ve asalet bizler için sadece ütopyaydı artık.

***

"Fenerbahçe şampiyon olur mu?" diye sordu bu kez, "bilsem söylerdim" dedim.
"Ali Koç'u nasıl buluyorsunuz?" dedi.
"Çok severim ve saygım sonsuz" dedim "ama hala hayal kırıklıklarımı onarıyorum." Şifreyi çabuk kırdı; "Comolli'nin peşini hiç bırakmadınız" dedi, "evet" dedim, "bu adam Fenerbahçe'nin gördüğü en büyük kundakçısıdır!" Ve meseleyi noktaladım; "Ali Koç'un da en büyük yanlışı."

***

Lig bugün başlıyor.
Futbolun sadece televizyon ekranlarından izlenebilecek olması bizleri televizyon sevdalısı yapmaz.
Bu ülkenin başına ne geldiyse televizyonlarla geldi çünkü.
Ağalara kulluk efendilere kalleşlik yapanların spor adı altında yapılan programlarda kaç çocuğu zehirlediklerini ikimiz de biliyorduk.
Ama nasıl oluyorsa bazı geceler huzur içinde hissediyoruz kendimizi.
Bütün çirkin adamların yer yarılıp içine girdiğini fark ediyoruz.
Öyle gecelerde mazinin güzel insanları dolaşıyor aramızda.
Birlikte yad ediyoruz asalet kokan o günleri.
Yüreğini açanlar şarkılarını da duyar. "Anar ömrünce gönül giden sevgilileri."