Hayal ve umut
Süper Lig başlıyor. Her kulüp kendine göre transferini yaptı ve daha bitiremediler.
Transferler; takım kurma gerçeğinden ziyade kulüp başkanlarının kendilerini sağlama alma metodudur.
Transferdeki eksikleri tamamlamak için de birkaç maç sonra çığırtkanlık metodu devreye girecektir.
Çünkü bazıları kazanarak yaşar bazıları kendilerini kaybederek.
Bazılarının üç maç sonraki resimlerini şimdiden hayal edebilirsiniz!
H H H
Fenerbahçe'den başlarsak zengin bir transfer gerçeğine karşılık hala birçok eksiği bünyesinde barındıran bir takım gerçeği ortaya çıkar.
Vedat Muriç'in yokluğunun doldurulması için gerçek bir santrfora ihtiyaç varsa herhalde nokta atış yapılacaktır.
Fenerbahçe'nin ligde yol alma biçimini alınacak golcüyle birlikte orta alan belirleyecek.
Geçen sezon metrekare hesabı oynayan Gustavo'nun adam eksilten yanını herhalde bu sezon görebiliriz.
Sol kanat tıkır tıkır işler de sağ kanat soru işaretleriyle dolu.
Ben hala Fenerbahçe'nin kaleci açığı olduğuna inananlardanım.
Nedense Fenerbahçe'de sayısız kopyası bulunan Mert Hakan Yandaş'ın derdine düşenler kaleci meselesini gündeme almadı.
Ne diyelim herkesin yolu aydınlık olsun.
H H H
Galatasaray'da gençlik rüzgarı esti de yıllardır yabancılara "paşa" muamelesi yapılan bir takımda gençlerin arkasında sonuna kadar durulur mu?
Falcao "şimdilik Galatasaray'dayım" derken kulağı kirişte gibi.
Kim ne derse desin ben Arda Turan'a inanıyorum ve bu sezonun onun liderliğe soyunacağı özel bir sezon olacağını düşünüyorum.
Yanlışlarının diyetini ödeyen bir adamın şahsiyetinden şüphem yok.
H H H
Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi hayalini çok basit biçimde harcarken kılı kıpırdamadı.
Lige sancılı başlaması ihtimal dahilinde.
Hala eski yönetimin göz göre göre yaptıklarını sahiplenen bir yönetimle Sergen Yalçın'ın geçen sezonki tılsımının sekteye uğrama ihtimali büyük.
Unutulmasın ki geçen sezon 13 takım teknik direktör değiştirdi.
Bu ülkede futbol; başkanların kendilerini korumak için teknik direktör öğüttüğü bir değirmendir.
H H H
Futbolda güzellikler öne çıksın istiyoruz. Birkaç hafta sonra öfkenin rengine boyanacak sahnelere mahsuben; "birbirinize düşmanlık beslemek yerine bir kahvelik hatırın derdine düşün" diyoruz.
Hakemlerden adil bir yönetim talep ediyoruz.
Bizim ütopyamız vicdanların öldürülmediği bir mücadele biçimi.
Vicdan; ağzına haram lokma değmeyen dedesinin duvardaki fotoğrafına bakarken gurur duymaktı; haramla doymak değil!
H H H
Arada bir eski dergileri karıştırıyorum da geçenlerde 1960'lı yıllardan kalan ilginç bir ilan çıktı önüme. Başlık; "Hayali Can Efendi" Altında "şahsa özel hayaller kurulur, hayatlara maceralar eklenir" yazılı bir not var.
Hayal kuran şahsın adına bir de telefon numarası bırakılmış; "mehtap vakitleri dahil aranabilir." İnsanın kalbinden akan umuttur hayal, dün de öyleydi bugün de.
Ama dünkü insanların zarafeti bugün yok ve bütün mesele bu!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.