Şık davetiye
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 28 Ağustos 2020, 00:05:17, Güncelleme: 28 Ağustos 2020, 06:50:09
Fenerbahçe sezonluk transferlerle iyi bir takım kurma yolunda. Transfer edilen futbolcular içinde gerçekten kaliteli olanlar var ama takım kurmakla "takım olmak" arasında uzun bir yolculuk var. Biz yine de umutların yenilenmesine "şampiyonluğa kuş uçurmak" diyoruz. Ufkun ötesini hayal etmekle orada bulunmak arasında uzun bir yolculuk var. Bu yolculukta teknik olarak sorumluluğu üstelenecek kişinin Erol Bulut olduğunu beyan ediyoruz. Bilmiyorum bu transferlerin ne kadarı Erol Bulut'un tercihi ama ne olursa olsun her teknik adama böyle bir kadro zenginliği sunulmuyor.
***
Tabii ki soru işaretleri de var. Kaledeki boşluğu doldurmadan Altay'la yola çıkmak olmaz. Yaş ortalaması yüksek bir takımın, üstelik star olmakla hamal olmak arasında sıkışacak olanların varlığını da inkar etmeyeceksek, "birimiz hepimiz için" duygusunu hayata geçirmek de kolay olmayacak. Bu dünyada kolay olan ne var ki zaten! Hele film içinde film çevrilen bir ülkede!
***
Her türlü entrikalara karşılık savunduğumuz bir gerçek var, "iyi takımsan hakemi de yeneceksin!" Bir faul pozisyonu için basın toplantısı düzenlemeyeceksin. Futbolcuna "sana istediğini verdim, sen de sahada gerekeni vereceksin" diye haykıracaksın! Bu ülkede hakemlerin nasıl büyük bir sorun olduğunu biliyoruz. Bizler bel altından vuranları, bir düdükle şampiyonluğu belirleme gücüne sahip olanları gördük. Sadece biz değil bütün ülke gördü ama herkes haykırmadı. Çünkü bu ülkede futbol medyası birilerinin "ayak ucuna" kendi mezar taşını diktirmiş, o taşın üzerine "senin için ölürüz ağam" diye yazdırmıştır üstelik.
***
Kim ne derse desin Fenerbahçe bu ülkenin en yalnız kulübüdür. O yalnızlığın getirdiği gücün karşısında duranların saha dışında bile nasıl çalıştıklarını biliyoruz. O yüzden bu sezon "teneffüse" bile çıkmak yok, bunu da futbolcuların bilmesi gerekiyor. Transferde parayı alıp formayı öpüp süslü cümleler kurmakla, sahada mücadele etmek arasındaki adamlığı göreceğiz!
***
Serdar Tatlı'nın Merkez Hakem Kurulu Başkanı olmasının kulüpler nezdinde nasıl tepki aldığını gördük. Herkese tanınacak bir şans olmalı çünkü Serdar Tatlı'nın yönettiği yürekli maçları hatırlıyorum. Ama bu ülkede hakemliğin sahalarda bıraktığı kanıtları cinayet romanlarında bile bulamadığımızı da unutmuyorum. Ne hakemler gördük yalan değil. "Her hakemin infazı düdükle yazılırken, tarih hakemlerle yazılmaz alın teriyle yazılır!" diye haykırdığımız zaman, "siz eski moda kalmışsınız" diye bize karşı çıkanları gördük. Kendilerine adalet teklif edildiğinde "almayan" hakemlerin kimlerden talimat aldıklarını da gördük. Serdar Tatlı'ya güvenmek istiyorum. Ama Serkan Çınar, Ümit Öztürk ve Bülent Yıldırım gibi hakemlere maç verirse bütün güven duygumu geri alacağımı da bildirmek istiyorum. Bu ülkede adaletli olmak cesaret gerektiriyor!
***
Sonuç olarak; Fenerbahçe'nin yaptığı transferler şık bir davetiyeyle taraftarlara yollanan şampiyonluk kartpostalıdır. Peki ya şampiyon olamazsa? İşte o zaman birilerinin yandığının resmidir.