Sipariş!

Bu hafta kayıp puan mezarlığında büyükler vardı.
"Made in stranger" hayranları.
Yabancı bataklığında futbolun ruhunu iç edenler.
Futbolu temsil güçleri zayıf ama arkaları kuvvetli olanlar.
Gerilimli ortamdan beslenenler, adres şaşırtmaca oynayanlar!
Nasılsa bu ülkede tüm yalanlar yutulur tüm sözler unutulur, birkaç kışkırtıcı lafla taraftarlar da kolayca uyutulur.
Bütün bunların hepsi; sıradan bir şampiyonluk uğruna!

***

Elde edilen kanıtların kötülerin lehine işletildiği düzende zorbalık ve entrika belirli mevsimlerde havalanır.
Mafya-hakem-medya kombinasyonunda güçlü olan istediğini alır.
Yabancı bataklığından Avrupa'da enkaz yığını çıkmış kimin umurunda!
Başkanlar teknik adamlar bu zavallı sistemde kendilerine apolet arar maşa arar!
Nasılsa hizmette kusur yok!
Nasılsa iplerini sahibine teslim eden kuklalardan geçilmiyor ortalık!

***

Futbolu konuşacaksak, Sivasspor'u konuşacağız!
Takım olmanın bütün inceliklerini gösteren, rakibi panik haline sokmanın harika baskısını belgeleyen Sivasspor'u.
Fenerbahçe'nin Sivas'ta kendini ele verdiği bir maç izledik.
Takımın zerre kadar kazanma duygusu mevcut değildi ama korkaklık kondisyonu üst düzeydi.
Ersun Yanal, Saracoğlu'nda kazandığı maçlardan sonra hücum istatistiklerine sığınacağına deplasmanlarda kaybetmeye bağışıklık kazanan gerçeklere ayna tutsun.
Böylesine yüksek bir kayıp bilançosunu görmek istemeyenleri en net biçimde gerçekler cezalandırır çünkü!
Pazar gününün gerçeği de Sivasspor, Fenerbahçe'yi ezdi.

***

Kruse'e baktım, "yeni bir Slimani vakası" dedim.
Adam bir İstiklal Marşı okudu, bir saç boyası falan arada kaynıyor!
Ozan Tufan'a baktım, dokunsalar yere düşüyor ama öyle bir düşmek ki zannedersiniz ki bir daha ayağa kalkamayacak. Üstelik her pozisyonda hakemin karşısında!
Kolundaki bant ağlıyor!
Ozan Tufan'ın gördüğü kırmızı karttan sonra Vedat Muriç'in gösterdiği tepkiye bakanlar gerçeği anlar zaten.
İki maç iyi oynadıktan sonra ruhu iflas edenler için sermaye artırımı yapılacaktır kuşkunuz olmasın!
Caner Erkin'in repertuarı küfür kıyamet şarkılarla dolu ama oynadığı her kulüpte itibar görüyor.
Burası böyle bir ülke!

***

Galatasaray'a baktım ne futbol ne ruh olarak ayakta değil.
Suçlanacak futbolcu kalmadığı için Fatih Terim nihayet hesabı üstlendi.
Kasımpaşa maçını futbol oynamadan kazanıp iyi oynadıkları Malatya maçını kaybeden Beşiktaş'a baktım; "beceriksizler kaybetmeye mahkumdur" notunu düştüm.
Teknik adamlıkta yeni resimler ışıldarken, sırtını hakemlere dayamayan özel adamlara baktım.
Rıza Çalımbay, Ünal Karam, Okan Buruk, Erol Bulut, Sergen Yalçın'a.
Takımlarının verdikleri mücadele ve seyir zevki büyüklerin çok ötesinde!
Eğer ligin ikinci yarısında devreye giren "hakemlerin şampiyonu belirleme gücü" yine aynı role soyunmazsa, eğer sistemin giyotini şampiyonluk mücadelesi veren Anadolu takımlarının boynunu vurmazsa, bu sezon farklı şeyler olacaktır diyeceğim ama...
İçler acısı haliyle "yine şampiyon olacağız" diyenler o giyotinin siparişini çoktan vermiştir bile!