Çocuklar için
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 15 Ocak 2019, 01:41:09, Güncelleme: 15 Ocak 2019, 08:00:30
Hayatta iki olasılığımız var.
Ya rahatsız oluruz ya olmayız.
Rahatsız olursak yine olasılık var.
Ya hastayız ya değiliz.
Hastaysak yine iki olasılıkla karşı karşıyayız demektir.
Ya yaşarız ya ölürüz.
Eğer ölürsek yine iki olasılık bizi bekliyor. Ya cennet ya cehennem.
İzlediğim bir filmden aklımda kalan cümle: "İnsanlar seni davranışlarınla yargılar Allah kalbinle." Kalbini iyiliklere açtığın zaman tek olasılık var. "Hayat senin için korkulacak bir şey değil." Öğrencilik yıllarımız havuz problemleriyle geçti.
O yüzden kötülüğü silah olarak kullanan adamlarla mücadele etmek bizim için problem değildir.
Eskiden çocukların masalıydı futbol. Yöneticiliğin ve futbolculuğun organik diliydi.
İnsanlık cinayetleri futbolda paranın "özne" olmasından sonradır.
Futbolun içindeki insanların konuşurken "lütfen" diye bir kelime kullandıklarını gördünüz mü?
Hayır! Onlar hayatı sadece rakamlarla barkodluyorlar.
Kendisine uzatılan bozuk paraları bile "kumbaramın karnı tok" diye reddeden çocukluktan geliyoruz.
Buna karşılık emek hırsızlığıyla beslenen ve "daha yok mu?" diyen futbolculara teknik adamlara paha biçilmediğini de şimdiki zamanda görüyoruz.
"Erkeklik öldü mü beyler?" desek ne yazar.
Varlığı fark edilmeyen güzelliklerin yokluğu da kimseyi ilgilendirmiyor.
Yapılan araştırmaya göre futbolcuların yüzde 90'ı sadece otomobil galerilerine bakıyor.
Kitap reyonlarına göz ucuyla dahi bakmayanlar tarihin en popüler cahilleri olarak hava atıyor.
Bir diğer araştırma.
"Kadınlar lüks cipleri işlerine yaradığı için erkekler özgüven eksikliğinden alıyor!" Özgüveni eksik erkekler sıralamasında futbolcular ilk sırada!
O yüzden o pahalı ciplerini çocuklarımızın üzerine sürüyorlar.
Futboldaki yozlaşmanın sebep sonuç araştırması. "Yapmaları gerekenlerden vazgeçenler yapılmaması gerekenleri yaptılar." Ne yaptılar? Paraya taptılar.
Eğer para bu kadar değerli olsaydı melekler doğan çocukların adına hesap açtırırdı.
Bir koltuğu hasbelkader kapıp büyüklük taslamak, çocukların üzerine basarak yürüyüp yol almak mesele değil. Mesele; yollarına seccade açılacak insan olmak.
Bilelim ki mahşer de var.
O yüzden ölüm kapımızı çaldığı zaman insanlıktır ayakta kalan!
Yoksa tabut açıldığında hiçbir şey çıkmaz içinden.
Ne apolet ne para!
Son araştırma...
Korkutulan çocuklar büyüklerden daha karamsar ama çözüm aramakta daha pratik.
Erken kararan hava evdeki küçük kızı mutsuz ediyordu.
Yine öyle gecelerden birinde anne tam perdeleri çekiyordu ki küçük kız seslendi.
"Anne geceyi dışarı koyar mısın?"
Karanlık adamların bizim yazılarımızdan nasibini alacağını elbette düşünmüyorum.
Olsun! Herkesin içinde okuryazar bir çocuk duruyordur.
Öldürmediyseler!