Varyete!
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 22 Eylül 2018, 00:32:04
Ama sıradan bir takım karşısında bile karikatürize bir sonuç.
Şampiyonlar Ligi'nden elendiği zaman goygoycu medya Fenerbahçe'nin rahatladığını yazmıştı.
Fenerbahçe'nin kaybettikleriyle Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde keyif yapıyor şimdi.
Ve o goygoycular futbolsuz Konya maçını da kahramanlar alayına çevirdiler.
Sahte övgülerin ömrü kısadır.
Ama acı olan Fenerbahçe'de yöneticilerin hayallerle beslenmesi.
Medyanın yağcılığı terapi yerine geçiyor belki de!
Hala yanlışların arkasında duruluyor.
Bu takımın gerçek bir devrime ihtiyacı vardı yapılmadı.
Günü kurtarmak varken, gençlik devrimi masal!
Volkan Demirel'i kaleden kesmekle mesele halloldu öyle mi?
Takımın içindeki çürük menteşelerin arkası sağlam.
Yerli politikası dedikleri böyle bir şey!
Fenerbahçe'nin geleceğinin inşaat mühendisi çürük taşları üstüste koydu paraya doydu, şimdi eserine bakıyor.
Bir düşünün bakalım bu transferlerden kim ne kazanmış olabilir.
Comolli'den başka!
Ve kim ne kaybetmiş olabilir.
Fenerbahçe'den başka!
"Bu adamları 4 ay izledim!" Yalan söylüyor!
Ayrıca çok net bir sabıkası da var.
Sezon başında Marco Fabian, Bursaspor'a 700 bin euro.
Fenerbahçe'ye 3 milyon euro.
Bursaspor uyarmasa ve transferden vazgeçilmese Fenerbahçe kasası 2 milyon 300 bin euro daha boşalacaktı.
Kim tezgahladı bu transferi?
Comolli.
İşin en büyük ayıbı bu çirkin teşebbüsün önü kesilmedi.
Kulüpteki virüs o günden sonra yine Fenerbahçe'nin transferlerini yönetti.
Büyük yürüyüş deniyor da bu küçük adamlarla nereye?
Fenerbahçe'nin kasasına elini uzatan bir adamı hala o takımda tutmanın yürüyüşle ne ilgisi olabilir.
Comolli gibi birini korumak Fenerbahçe yönetiminin kendi tasarrufuysa, bizlerin bu adamı eleştirmekten vazgeçmeyişini de direniş saysınlar!
Nasılsa taraftarda kredi çok.
Devam etsinler! Comolli'yle birlikte sezon sonunda Fenerbahçe'nin kazandığı kupaları sayarlar.
Fenerbahçe bu aciz gruptan çıksa ne yazar!
Harcananlar ve karşılığında alınanlar bunlar öyle mi?
Tasarruf adı altında çarçur varyetesinin hesabı sorulur mu?
O yüzden Aziz Yıldırım'ın yanlışlarının şimdiki zaman versiyonunu izlemekte sakınca yok.
Bugünlerin hüznünü neyle ödeştirecekler?
Beşiktaş maçını kazanmakla mı?
Bu takıma Şampiyonlar Ligi'nden el çektirip, kıytırık Avrupa Ligi'nden bozgunla dönmenin gururunu yaşatanların, Türkiye'de bir maç kazanmakla borcunu ödediğini düşünen varsa.
Devam etsinler yürüyüşlerine!
Attıkları adımların ahengini bozmadan!