Küsurat!
Sezon başında felaket tellallığı yapmak pek bize göre değil ama geciken eleştiriler yarın pişmanlıkla ödeştirilir!
Görünen o ki; doğruyu inşa etmek için daha birçok yıkım yaşaması gerekiyor Fenerbahçe'nin.
Daha önceki kayıpları olağan karşılayanlardan olağanüstü bir şey beklemek de bizlerin yanılgısı olsun.
Sahada hayalet olarak gezinenler ancak hayal sepetini doldurabilir!
Fenerbahçeli bir babayla çocuğun yanındaydım maç gecesi.
Çocuk "baba" dedi, "hani bize söz vermişlerdi?" Gözü televizyon ekranında donakalmışken babanın boğazına yumruk oturdu. Çocuk devam etti.
"Hani yeniden başlamıştık?" Baba, çocuğuna söylemedi ama benim kulağıma eğilip noktayı koydu. "Kendini yenilemeyenler yenilmeye mahkumdur!"
Bu takımın geçen sezondan farkı; takımdaki suç ortaklarının sayısının artması.
Şampiyon Ligi özlemlerinin onlar için hiçbir anlam taşımadığının resmi! En kötü kayıp 50 milyon euro!
Tarihi bir kulübün tarihsiz yabancılarına baktım, birbirinin kopyası. Ne fiziksel güçleri var, ne düşünce gücü!
Başka takımlarda alıcı bulamayan biçare adamlar için televizyonların altyazı geçmesi gerekiyordu belki.
"Lütfen alıcılarınızla oynamayın!" Futbolcuların sahanın içindeki duruşlarını görünce, bu altyazıyı da ben üstlendim.
"Bunlar Fenerbahçe'nin hayatıyla oynuyor!"
İsim mi istiyorsunuz?
Isla'ya bakın, Neustadter'e, Soldado'ya.
Bunlar için ödenen paralara günah!
Uzun bir yolculukta bunların yol arkadaşlığından Fenerbahçe'ye ne kalır!
Eldekilere mahkum olmaktan başka bir çıkar yolu bulunmuyorsa, o kadar vaat niye?
Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne duyduğu özlemi sekteye vuranların takımın içinde durmasından hoşnut olan varsa hesabı da onlar versin!
Valbuena'ya gelince.
Hepimizin bu adam için Aykut Kocaman'a bir özür borcu var!
Yerli futbolcuların durumu da yabancılardan farklı değil.
Takımın içi çaresizlerin tekelinde!
Futbol bazı ağalar için sadece hobi olmuş!
Bizim yerimize taraftar sorsun!
"Bu formayı taşımanız için zengin şartları oluşturanlara karşı, sizler yerine getirmediğiniz şartların utancını ne yapacaksınız?" Hasan Ali'nin yüzündeki ifadeye bakın, daha maça başlarken ruhu mağlup!
Hala bu takımda Mehmet Topal'dan medet umuluyor!
Biri bana söylesin; bu adamın Fenerbahçe'de oynamasını gerektiren hangi özellik var?
İthal menajer zaten uyuyor da, ben gerçek sorumlu Cocu'ya baktım!
Bir teknik adamın sadece geçen yılın futbolunu eleştirmekle devrim yapacağını düşünmek yine pahalıya patladı.
Kulübedeki harika seyirci!
Josef'le Mehmet Topal'ın birbirini tamamladığını zanneden yeni mucit!
Geçen yıl aldığı ücretin 5 katını bu ülkede aldıktan sonra onun için bazı gerçeklerin önemi olduğunu zannetmiyorum!
Cömert bir ülkeyiz!
"Benfica bizden biraz iyiydi" diyen adamın Avrupa Ligi'ne bastırılmış paslı davetiyeyle teselli araması bir çaresizliktir.
O yüzden bu altyazıyı da Cocu için yazdım.
"Avrupa Ligi, Şampiyonlar Ligi'nin küsuratıdır!"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.