Tur borçtur!
Biraz farklı mücadele eden ama rakip alanda asla çoğalamayan bir Fenerbahçe gerçeği yeni sezona giriş yaptı.
Saha içindeki sistem geçen sezonun kopyası.
Skrtel'in ustalığına tam puan, Valbuena'nın topla kendini yıpratma dozajını artırmasına eksi puan!
Kadro Eljif Elmas'ın dışında aynen muhafaza edilmiş!!!
Kimse kusura bakmasın.
Benfica karşısındaki tek farklı yenilgiyi görkemli sayıp, "geçen sezonun Fenerbahçe'si yeni Fenerbahçe'nin tırnağı olamaz!" falan diyemeyiz!"
***
Sezon öncesi problemler bilinirken, acı gerçekler projeye dahil edilmemeliydi.
Yabancı futbolcuları satamadan yeni futbolcu almak imkansız. Ama eldeki yabancılara da alıcı yok.
Buradan çıkan sonuç.
"Satılamayacak kadar değersiz adamların takımda oynamasında sakınca yok."
***
Ayew'in kudretine güveniyor herkes.
Ya o kudret için daha zaman varsa!
Ya Ayew'in sahanın ortasında yalnız kalma ihtimali çoksa!
Her yabancı futbolcu için her şey hayal ettiğimiz gibi olabilse keşke.
Bakınız; Van Persie!
***
Yerli futbolculara gelince.
Kötü olup da "makbul olmak" kadar takıma zarar verici başka bir gerçek yoktur.
Hasan Ali'ye bakıyorum da kaç zamandır Fenerbahçe'de ama zerre kadar kendine özellik katma duygusu oluşmamış.
Bir insan yeteneğini geliştiremese de pozisyon sezgisini geliştirir.
Ya Mehmet Topal?
Rakibe faullü girdiği her pozisyondan sonra elleri havaya kaldırmakla, Fenerbahçe'de oynamak arasındaki farkı biri ona öğretmeli.
***
Bu tur futbolcular için bir borçtur ve zamanında ödenmelidir.
Ama Fenerbahçe'nin bu turu geçmesi için hızlı hücum eden Benfica'ya Saracoğlu'nda en az 3 gol atması gerekiyor.
İlk golü tribünlerdeki seyirci atar sonrası futbolculara kalmış.
O futbolcular Lizbon'da yazdıklarını İstanbul'da okuyabilirse eğer!
***
Bugün lig başlıyor.
Transferde herkes yabancı batağına saplanmanın dersini aldı.
Göstermelik gençlik festivalinin yansımasını da yarından sonra göreceğiz. Ama yabancı bonkörlüğünün kulüplere ödettiği bedeller bitmedi daha.
***
Keşke katıksız adaletin var olduğu bir lig düzenini görebilsek.
Keşke emeğin harcanmadığı, adaletin kesintisiz uygulandığı bir hayatı olsaydı futbolun.
Biz buna kısaca asalet diyoruz.
Ama geçen yıl çevrilen filmleri gördükten sonra, insanın umut edecek bir şeyi kalmıyor.
Görkemli medyada haksızlıklar komedyasının kaçıncı kopyası sergilenecek kim bilir!
Kabadayı kültürüne hizmette kusur yokken, geçen sezonki başarıları yabana atılamaz.
***
Hiç kuşkum yok ki, eyyamcı hakemler yine rollerini üstlenecekler!
Herkes hakemlerin adaletsizliğinin VAR sistemiyle YOK olacağını zannediyor ama mümkün değil.
Video ile bile yüreklere adalet nakli yapılamadığını Dünya Kupası'nda görmedik mi?
Tartışılan pozisyonların reklam arasında haksız güçlerin devreye gireceğini göreceksiniz.
Bizim ligimizde sadece futbol özne değildir çünkü!
Kaybettiğimiz güzellikleri kazanmak da kimsenin umurunda değil!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.